cat.asp?cat=
productlist.asp?catalogid=
Category.asp?category_id=
Category.cfm?category_id=
category.asp?cid=
category.cfm?cid=
category.asp?cat=
category.cfm?cat=
category.asp?id=
index.cfm?pageid=
category.asp?catid=
Category.asp?c=
Category.cfm?c=
productlist.cfm?catalogid=
productlist.asp?catalogid=
viewitem.asp?catalogid=
viewitem.cfm?catalogid=
catalog.cfm?catalogId=
catalog.asp?catalogId=
department.cfm?dept=
department.asp?dept=
itemdetails.cfm?catalogId=
itemdetails.asp?catalogId=
product_detail.asp?catalogid=
product_detail.cfm?catalogid=
product_list.asp?catalogid=
product_list.cfm?catalogid=
ShowProduct.cfm?CatID=
ShowProduct.asp?CatID=
search_results.cfm?txtsearchParamCat=
search_results.asp?txtsearchParamCat=
itemdetails.cfm?catalogId=
itemdetails.asp?catalogId=
store-page.cfm?go=
store-page.asp?go=
Detail.cfm?CatalogID=
Detail.asp?CatalogID=
browse.cfm?category_id=
view.cfm?category_id=
products.cfm?category_id=
index.cfm?Category_ID=
detail.cfm?id=
category.cfm?id=
showitems.cfm?category_id=
ViewProduct.asp?PID=
ViewProduct.cfm?PID=
shopdisplayproducts.asp?catalogid=
shopdisplayproducts.cfn?catalogid=
displayproducts.cfm?category_id=
displayproducts.asp?category_id=
DisplayProducts.asp?prodcat=
DisplayProducts.cfm?prodcat=x
productDetail.cfm?ProductID=
products.php?subcat_id=
showitem.cfm?id=21
productdetail.cfm?pid=
default.cfm?action=46
products_accessories.asp?CatId=
Store_ViewProducts.asp?Cat=
category.cfm?categoryID=
category.asp?category=
tepeecart.cfm?shopid=
view_product.asp?productID=
ProductDetails.asp?prdId=12
products.cfm?ID=
detail.asp?product_id=
product_detail.asp?product_id=
products.php?subcat_id=
product.php?product_id=
view_product.cfm?productID=
product_details.asp?prodid=
shopdisplayproducts.cfm?id=
displayproducts.cfm?id=
Sohbet
31 Ağustos 2011 Çarşamba
Kredi Kartı Google Dorkları SgL İnj.
29 Ağustos 2011 Pazartesi
28 Ağustos 2011 Pazar
Osmanlı Padişahları & Eserleri
Osmanlı Padişahları & Eserleri
ORHAN GAZİ
Orhan Gazi imar ve şehir planlamasına da önem veren bir padişahtı. İznik'in fethedilmesinden sonra, 1331 yılında İznik'teki meşhur Ayasofya Kilisesi camiye çevrildi. Ayrıca 1333'de yine İznik'te Osmanlı tarihinin ilk camisi olan Hacı Özbek Camii yaptırıldı. Orhan Gazi'nin yaptırdığı diğer eserler şunlardır; İznik Hacı Hamza Camii ve Kümbeti, İznik Yeşil Camii, Bilecik Orhan Camii, Bilecik Orhan Gazi İmareti,Gebze Orhan Camii, Bursa Orhan Camii,İznik Nilüfer Hatun İmareti.Bilime ve eğitime büyük önem veren Orhan Gazi Bursa Medresesini de yaptırdı
SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR
Mimari EserleriBursa Hüdavendigar Camii,Bursa Şehadet Camii, Filibe Hüdavendigar Camii,Gelibolu Hüdavendigar Camii bunlardandı.İlk Edirne Sarayı'nı da inşa ettiren Sultan Murat Hüdavendigar birçok mescit, hamam, han, kervansaray, çeşme ve köprü yaptırdı.
SULTAN YILDIRIM BEYAZID
Mimari EserleriTimurtaş Paşa adına bir Camii,Mudurnu Yıldırım Camii,Bergama Ulu Camii,Bursa Ulu Camii o dönemde yapılmış önemli mimari eserlerdendi. Yıldırım Bayezid ayrıca 1396 yılında İstanbul'un fethi için bir aşama olan Anadoluhisarı'nı yaptırdı. Yaptırılan Bursa Yıldırım Darüşşifası ve Bursa Yıldırım Sağlık Ocağı Osmanlı İmparatorluğunda sağlık alanında yapılan ilk eserlerdi.Bursa Yıldırım Medresesini de inşa ettiren Yıldırım Bayezid, Bursa'nın ilim adamlarının merkezi olmasını sağladı. "Emir Sultan" adıyla şöhret bulmuş olan Emir Buhari o dönem Bursa'ya gelmiş olan ilim adamlarından birisidir.
SULTAN MEHMED ÇELEBİ
Mimari EserleriDağılma tehlikesi içindeki Osmanlı Devletini yeniden bir araya toplamayı başaran Mehmed Çelebi, ülkesini güzelleştirmeye de özen gösterdi. Medreseler, imarethaneler ve pek çok camii yaptırdı. Bunlardan; Amasya Beyazid Paşa Camii, Merzifon Çelebi Sultan Mehmed Medresesi, Bursa Yeşil Camii, Dimetoka Çelebi Sultan Mehmed Camii, Edirne Eski Camii ve Edirne Yıldırım Camii önemlidir
SULTAN 1.MURAD
Sultan Murad, memleketin bir çok yerinde, camiler, medreseler, saraylar ve köprüler yaptırdı. Külliye binaları ile birlikte inşa edilen Bursa Muradiye Camii ve Edirne Muradiye Camii kendi adını verdiği eserlerdir. Ayrıca Edirne Gazi Mihal Camii, Amasya Yörgüç Paşa Camii, Filibe Şehabeddin Paşa Camii, Üsküp Alaca İshak Bey Camii, Üsküp Sultan Murad Camii, Edirne Şah Melek Paşa Camii, Edirne Beylerbeyi Camii ve Karaca Bey Camii yine onun döneminde yapıldı. Yine Sultan İkinci Murad tarafından inşa ettirilen Edirne Üç Şerefeli Camii'nin yanında bir medrese ve fakirler için bir imarethane mevcuttur. Bu camiin duvarları ve mihrabı son derece güzel çinilerle süslenmiştir. Ergene Nehri üzerindeki 170 ayaklı "Uzun Köprü"yü de Sultan İkinci Murad yaptırdı. Sultan İkinci Murad, Ankara civarında Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı büyük köprünün geçiş ücretini Mekke'ye gönderilmek üzere ayırdı. Her yıl Surre-i Humayun denen özel memurlar ve hacılardan meydana gelen bir alayı Kabe'ye gönderiyor, mukaddes yerlerin bakım ve tamirini yaptırıyordu. Sultan İkinci Murad kitaplar yazdırmış, başka dillerde yazılı kitapları Osmanlı diline çevirtmiştir
FATİH SULTAN MEHMED
Mimari Eserleri
Fatih Sultan Mehmed, otuz yıl kadar süren padişahlığı sırasında Osmanlı Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çıkardı. Fatih Sultan Mehmed, eşsiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamıydı. Yapmış olduğu çalışmalar ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçekleştirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli şehirlerinde 300 kadar cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, çeşitli saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptırdı. İstanbul'u fethettiği zaman başta Ayasofya olmak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi. Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yılında tamamladı.Hz.Eyyub-i Ensari'nin kabri, Fatih'in hocası Akşemseddin tarafından keşfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptırıldı.Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul'un Fatih semtinde yaptırılan Fatih Camii, 1470 yılında yine onun tarafından ibadete açıldı.Fatih zamanında inşa edilen Kapalıçarşı, ilerde İstanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti. Devrin mimari eserleri arasında bulunan Yeni Bedesten de çok ünlüdür. Saray-ı Cedide-i Amire adı verilen Yeni Sarayı (Topkapı Sarayı) da Fatih Sultan Mehmed yaptırdı.
SULTAN 2.BEYAZID
Mimari Eserleriİstanbul Davut Paşa Camii,Tokat Hatuniye Camii,Çemberlitaş Atik Ali Paşa Camii,Amasya Sultan İkinci Bayezıd Külliyesi,Amasya Bayezid Medresesi,Edirne Bayezid Camii ve Medresesi,İstanbul Bayezid Medresesi,İstanbul Şehzade Camii.
YAVUZ SULTAN SELİM
Mimari EserleriYavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmed zamanında yapılan Haliç Tersanesi'ni kapasite olarak arttırdı.Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirdi. Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa Elbistan Ulu Camii,Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabi'ye Camii,İmaret ve Türbesi gibi hayır eserleri de yaptırmaya fırsat bulmuştur. Ayrıca temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş, bu eser oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamamlanmıştır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Mimari EserleriKanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı. Babası Yavuz Sultan Selim'den 6.557.000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14.893.000 km kareye çıkardı. Kanûnî Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti ve ilk iş olarak babası Yavuz Sultan Selim tarafından temelleri atılan İstanbul Sultan Selim Camii'ni tamamladı. Bunun dışında yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi,Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii,Bozöyük Kasım Paşa Camii.
SULTAN 2.SELİM
Mimari EserleriSultan İkinci Selim memleketin imar ve inşası ile de ilgilenmiştir. 1569 yılında Karadeniz'le Hazar Denizini bir kanalla birleştirme çalışmalarını başlattı. Ayasofya Camii yeniden onarıldı ve iki minare eklendi. Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden sonra birbirinden güzel mimari eserler vermeye devam eden Mimar Sinan'ın en büyük eserlerinden biri olan Edirne Selimiye Camii, Edirne'yi çok seven ve zaman zaman oraya gidip kalan Sultan İkinci Selim için yapıldı (30 Ekim 1574).Yine Sultan İkinci Selim döneminde; Eyüb Zal Mahmud Paşa,Konya Selimiye Camii, Lüleburgaz Sokullu Cami ve Külliyesi,Karapınar Sultan Selim Camii,Payas Sultan Selim Camii ve Külliyesi,Kasımpaşa Piyale Paşa Camii gibi eserler De yapıldı.Bunlardan başka;Mekke-i Mükerreme'nin su yollarını tamiri,Mescid-i Haram'ın mermer kubbeleri,Lefkoşe Selimiye Camii'nin inşaası,Aziz Efendi Tekkesi,Navarin Limanına hakim bir mevkiye yaptırdığı kule hayır eserlerindendir
SULTAN 3.MURAD
Mimari EserleriMemleketin imarı ile de ilgilenen Sultan Üçüncü Murad, Topkapı sarayına bazı köşkler ilave ettirdi. Babası sultan İkinci Selim ve dedesi Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde birçok esere imza atmış olan Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad döneminde, ölümüne kadar başarılı çalışmalarına devam etti.Azapkapı Sokullu Camii,İzmit Pertev Paşa Camii ve Külliyesi,Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii,Üsküdar Eski Valide Camii ve Külliyesi,Şemsi Ahmed Paşa Camii ve Medresesi,Tophane Kılıç Ali Paşa Camii, Sebil ve Hamamı,Manisa Muradiye Camii,İvaz Efendi Camii ve Ramazan Efendi Camii,Sultan Üçüncü Murad'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı eserlerdendir. 1588'de Mimar Sinan'ın ölümünden sonra yapı faaliyetinde belirli bir azalma olmuştur.Sultan Üçüncü Murad döneminde ayrıca, Kars kalesi inşa edildi. Mekke'de Kabe-i Şerif'in duvarları mermer yaptırıldı ve Medine'de bir medrese inşa ettirildi. İstanbul'daki Toptaşı Tımarhanesi de Sultan Üçüncü Murad döneminde yapılan eserlerindendir.
SULTAN 3.MEHMED
Mimari Eserleriİmar konusunda çalışmalar yaptıran Sultan Üçüncü Mehmed,Süt annesi Halime Hatun adına Gölmarmara Halime Hatun Camii ve Külliyesini,Ayrıca validesi Safiye Sultan adına da Yeni Valide Camii ve Külliyesini yaptırdı.Bundan başka birçok camiyi tamir ettiren Sultan Üçüncü Mehmed, Yeni Camii'nin de temelini attırdı.
SULTAN 1.AHMED
Mimari Eserleri4 Ocak 1610'da altı büyük minareli ve 16 şerefeli Sultanahmed Camii'nin temel atma merasimi yapıldı. Dinine bağlı bir insan olan Sultan Birinci Ahmed, caminin temelleri kazılırken eteğinde toprak taşıdı ve amele gibi çalıştı. 9 Haziran 1617'de inşaatı biten Sultanahmed Camii ibadete açıldı.Ayrıca Şehzadebaşı Kuyucu Murad Paşa Külliyesi,İstanbul Mesih Paşa Camii,Piyale Paşa Camii,Elmalı Ömer Paşa Camii yaptırılan önemli mimari eserler arasındadır.
SULTAN 4.MURAD
Mimari EserleriBüyük bir padişah olan Sultan Dördüncü Murad, memleketin imarına da gereken önemi verdi. Döneminde yapılan eserlerden bazıları şunlardır; Ok Meydanı Namazgahı,Bayram Paşa Tekke, Türbe, Sebil, Çeşme, Sıbyan Mektebi, Medrese ve Külliyesi,Niğde Bedesteni,Konya Şerefeddin Camii'nin restorasyonu,Revan Köşkü,Bağdat Köşkü,Üsküdar Çinili Camii, Medrese ve Külliyesidir.
SULTAN 1.İBRAHİM
Mimari EserleriSultan Birinci İbrahim döneminde yapılan mimari eserlerden en önemlileri;Topkapı sarayının içine yapılan Sünnet Odası,Yine Topkapı sarayında, Sünnet Odası ile Bağdat Köşkü arasına inşa edilen Kameriye (İftar yeri) ve Sarayın alt tarafında, deniz kıyısına yapılan yazlık Sepetçiler Köşkü'dür.
SULTAN 4.MEHMED
Mimari EserleriSultan Dördüncü Mehmed, 39 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre Osmanlı tahtında kaldı. Osmanlı Devleti'nin en geniş sınırlarına ulaştığı bu devir boyunca mimari alanda da bir çok faaliyet gerçekleştirildi. 60 yıl önce yarım kalan Yeni Camii ve Külliyesi tamamlandı. 1658-60 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi.Mısır Çarşısı,Hünkar Kasrı,Divanyolu Köprülü Külliyesi,Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii,Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi,İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii veKervansarayı inşa edildi.
SULTAN 2.MUSTAFA
Mimari EserleriSultan İkinci Mustafa döneminde yapılan mimari çalışmalar şunlardır; Saraçhanebaşı Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi,Anadolu Hisarı üzerinde Meşruta Yalısı,Fatih semtinde Millet Kütüphanesi,Erzurum Kurşunlu Camii’dir
SULTAN 3.AHMED
Mimari Eserleriİnce ve hassas bir ruha sahip olan Sultan Üçüncü Ahmed, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lale Devri'nde sanata, edebiyata ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Sultan Üçüncü Ahmed;Topkapı sarayı ile Yeni Camii'de birer Kütüphane,Ayasofya'da Bab-ı Humayun'un karşısında Türk sanat şaheserlerinden sayılan bir çeşme (Sultan Üçüncü Ahmet Çeşmesi) veİstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da Deryay-i Sim adlı bir su bendi inşa ettirmiştir.Bunlardan başka;Üsküdar Yeni Valide Camii,Çorlulu Ali Paşa Medresesi,Damat İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi,İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil,Ortaköy Camii önündeki çeşmedir
SULTAN 1.MAHMUT
Mimari EserleriPatrona Halil İsyanından sonra tahta çıkan Sultan Birinci Mahmud döneminde, imar faaliyetleri Lale Devri'ndeki kadar hareketli değildi.Bu dönemin en büyük eseri Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Külliyesi'dir.Tophane'deki Sultan Birinci Mahmud Çeşmesi de o dönem yapılan eserler arasındadır.Sultan Mahmud zamanında İstanbul dışında da eserler yapıldı.Bu dönemde Halep'te Osman Paşa Külliyesi veKahire'de Habbaniye Sultan Birinci Mahmud Tekke ve Sebili inşa edildi. Ayrıca; Erzurum Vezir İbrahim Paşa Camii,Cağaloğlu Hacı Beşir Ağa Külliyesi,Şumnu Şerif Halil Paşa Camii ve Külliyesi inşa edildi.
SULTAN 3.OSMAN
Mimari EserleriPadişahın geride bıraktığı eserler arasında,ağabeyi Sultan Birinci Mahmud zamanında yapılmaya başlanan ve onun döneminde inşaatı tamamlanan, kendi adını verdiği Nur-i Osmaniye Camii meşhurdur (5 Aralık 1755). Sultan Üçüncü Osman döneminde yapılan diğer eserler şunlardır; Aydın Cihanoğlu Camii ve Ahırkapı Deniz Feneri’dir
SULTAN 3.MUSTAFA
Mimari EserleriSultan Üçüncü Mustafa'nın imar alanında da çalışmaları vardı.1766 yılındaki depremde yıkılan Fatih ve Eyüb Sultan Camilerini ve bütün İstanbul'u adeta yeniden imar ettirdi.Kara ve Deniz Mühendishaneleri onun zamanında kuruldu.Laleli Camii ve Külliyesi'ni 4 yılda inşa ettirdi.Döneminde yapılan diğer eserler şunlardır;Üsküdar Ayazma Camii,Sipahiler Hanı,Kahire Emir Mehmed Bey Camii,Rosos Sultan Üçüncü Mustafa Camii.
SULTAN 1.ABDULHAMİT
Mimari EserleriSultan Birinci Abdülhamid, mimari alanda bir çok eser yaptırdı.Kendi adını verdiği Sultan Birinci Abdülhamid Külliyesi,İstanbul Beylerbeyi Camii,Emirgan Çeşmesi,Hasköy Silahdar Yahya Efendi Çeşmesi,Gülşehir Kurşunlu Camii,Yozgat Ulu Camii,Unkpanı Şebsafa Camii veKaravezir Medresesi bunların arasında en önemlileridir.
SULTAN 3.SELİM
Mimari Eserleriİmar faaliyetlerine de önem veren Sultan Üçüncü Selim,İstanbul Selimiye Camii,Tophane Kışlası,Haliç Humbaracı ve Lağımcı Kışlaları'nın dışındaİsakçı ve Üsküdar Zahire Ambarları gibi büyük ve önemli binalar inşa ettirdi.Eyüp Sultan Camii'ni onartıp, türbe'nin kapılarını gümüşten yaptırdı.Konya'da ki Mevlana türbesinde bazı kısımları da tamir ettirdi.Sultan Üçüncü Selim döneminin diğer eserleri şunlardır;Soma Hızır Bey Camii,Yozgat Cevahir Ali Efendi Camii,Eyüp Mihrişah Valide Sultan Külliyesi,Safranbolu İzzet Mehmed Paşa Camii,Bursa Emir Sultan Camii ve Türbesi,İzmit Hisar Bey Camii.
SULTAN 2.MAHMUT
Mimari EserleriSultan İkinci Mahmud döneminde, mimari alanda da yeni bir gelişmenin başladığı görülür. İmparatorluğun değişik bölgelerinde birbirinden güzel yapılar inşa edildi. Sultan İkinci Mahmud'un yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Rodos Süleymaniye Camii,İzmir Bıyıklıoğlu Mahmud Camii,hayatını kurtaran Cevri Kalfa'nın adını verdiği mektep,Nusretiye Camii,İstanbul Kocamustafapaşa Küçük Efendi Camii ve KülliyesiTaş KışlaGülhane Parkı girişindeki Alay KöşküSultan İkinci Mahmud ayrıca, İstanbul'daki bütün büyük camilerin tamirini de yaptırdı.Unkapanı köprüsü yine onun zamanında yapıldı.Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptırdı veMescid-i Aksa'yı tamir ettirdi Aynı zamanda hattat, bestekar ve şair olan Sultan İkinci Mahmud yazdığı şiirlerde Adli mahlasını kullandı
SULTAN 1.ABDULMECİD
Mimari EserleriPadişahlığı döneminde önemli mimari yapıların oluşturulmasını sağlayan Sultan Birinci Abdülmecid, Beşiktaş Küçük Mecidiye Camii,Fatih Hırka-i Şerif Camii,Humus Ulu Camii,Fuat Paşa Camii ve Türbesi,Dolmabahçe Camii,Ortaköy Camii yaptırdı.Bunların yanı sıra Dolmabahçe Sarayı,Küçüksu Kasrı,Mecidiye Kasrı ve Sultanahmet Darülfunun binası gibi birbirinden güzel sanat eserleri yine Abdülmecid döneminde yapıldı
SULTAN ABDULAZİZ
Mimari EserleriHemen hemen tüm Osmanlı padişahları gibi Sultan Abdülaziz'de, mimari konuda çalışmalar yapılmasını destekledi.Mısır seyahatinden önce yaptırdığı Harbiye binası,Aksaray Valide Camii,Sadabad Camii,Maçka sırtlarında Aziziye Camii,Yine Konya'da Aziziye Camii,Beylerbeyi Sarayı ve Çırağan Sarayı onun döneminde inşa edildi
2.ABDULHAMİT
Kültür, Sanat ve Mimari gibi konulara önem veren ve ince ruhlu bir padişah olan Sultan İkinci Abdülhamid döneminde, özellikle yabancı mimarların faaliyetleri göze çarpar. Sultan İkinci Abdülhamid'in padişahlığı döneminde yerli ve yabancı mimarların yaptıkları mimari çalışmalardan bazıları şunlardı; İstanbul Arkeoloji Müzesi,Eski Şark Eserleri Müzesi, Yüksek Ticaret Merkezi, Tarabya İtalyan Sefareti,Haydarpaşa Tıbbiye Mektebi,Düyun-ı Umumiye ve Karaköy Osmanlı Bankası, Karaköy Palas İşhanı, Maçka Palas, Ankara İş Bankası,İstanbul Maçka İtalyan Sefareti, Haydarpaşa Garı,Sultanahmet'de Alman Çeşmesi,Sirkeci Garı, Kütahya Ulu Camii, İstanbul Yıldız Hamidiye Camii, Cihangir Camii.
ORHAN GAZİ
Orhan Gazi imar ve şehir planlamasına da önem veren bir padişahtı. İznik'in fethedilmesinden sonra, 1331 yılında İznik'teki meşhur Ayasofya Kilisesi camiye çevrildi. Ayrıca 1333'de yine İznik'te Osmanlı tarihinin ilk camisi olan Hacı Özbek Camii yaptırıldı. Orhan Gazi'nin yaptırdığı diğer eserler şunlardır; İznik Hacı Hamza Camii ve Kümbeti, İznik Yeşil Camii, Bilecik Orhan Camii, Bilecik Orhan Gazi İmareti,Gebze Orhan Camii, Bursa Orhan Camii,İznik Nilüfer Hatun İmareti.Bilime ve eğitime büyük önem veren Orhan Gazi Bursa Medresesini de yaptırdı
SULTAN MURAD HÜDAVENDİGAR
Mimari EserleriBursa Hüdavendigar Camii,Bursa Şehadet Camii, Filibe Hüdavendigar Camii,Gelibolu Hüdavendigar Camii bunlardandı.İlk Edirne Sarayı'nı da inşa ettiren Sultan Murat Hüdavendigar birçok mescit, hamam, han, kervansaray, çeşme ve köprü yaptırdı.
SULTAN YILDIRIM BEYAZID
Mimari EserleriTimurtaş Paşa adına bir Camii,Mudurnu Yıldırım Camii,Bergama Ulu Camii,Bursa Ulu Camii o dönemde yapılmış önemli mimari eserlerdendi. Yıldırım Bayezid ayrıca 1396 yılında İstanbul'un fethi için bir aşama olan Anadoluhisarı'nı yaptırdı. Yaptırılan Bursa Yıldırım Darüşşifası ve Bursa Yıldırım Sağlık Ocağı Osmanlı İmparatorluğunda sağlık alanında yapılan ilk eserlerdi.Bursa Yıldırım Medresesini de inşa ettiren Yıldırım Bayezid, Bursa'nın ilim adamlarının merkezi olmasını sağladı. "Emir Sultan" adıyla şöhret bulmuş olan Emir Buhari o dönem Bursa'ya gelmiş olan ilim adamlarından birisidir.
SULTAN MEHMED ÇELEBİ
Mimari EserleriDağılma tehlikesi içindeki Osmanlı Devletini yeniden bir araya toplamayı başaran Mehmed Çelebi, ülkesini güzelleştirmeye de özen gösterdi. Medreseler, imarethaneler ve pek çok camii yaptırdı. Bunlardan; Amasya Beyazid Paşa Camii, Merzifon Çelebi Sultan Mehmed Medresesi, Bursa Yeşil Camii, Dimetoka Çelebi Sultan Mehmed Camii, Edirne Eski Camii ve Edirne Yıldırım Camii önemlidir
SULTAN 1.MURAD
Sultan Murad, memleketin bir çok yerinde, camiler, medreseler, saraylar ve köprüler yaptırdı. Külliye binaları ile birlikte inşa edilen Bursa Muradiye Camii ve Edirne Muradiye Camii kendi adını verdiği eserlerdir. Ayrıca Edirne Gazi Mihal Camii, Amasya Yörgüç Paşa Camii, Filibe Şehabeddin Paşa Camii, Üsküp Alaca İshak Bey Camii, Üsküp Sultan Murad Camii, Edirne Şah Melek Paşa Camii, Edirne Beylerbeyi Camii ve Karaca Bey Camii yine onun döneminde yapıldı. Yine Sultan İkinci Murad tarafından inşa ettirilen Edirne Üç Şerefeli Camii'nin yanında bir medrese ve fakirler için bir imarethane mevcuttur. Bu camiin duvarları ve mihrabı son derece güzel çinilerle süslenmiştir. Ergene Nehri üzerindeki 170 ayaklı "Uzun Köprü"yü de Sultan İkinci Murad yaptırdı. Sultan İkinci Murad, Ankara civarında Basıkhisar nahiyesinin yakınında yaptırdığı büyük köprünün geçiş ücretini Mekke'ye gönderilmek üzere ayırdı. Her yıl Surre-i Humayun denen özel memurlar ve hacılardan meydana gelen bir alayı Kabe'ye gönderiyor, mukaddes yerlerin bakım ve tamirini yaptırıyordu. Sultan İkinci Murad kitaplar yazdırmış, başka dillerde yazılı kitapları Osmanlı diline çevirtmiştir
FATİH SULTAN MEHMED
Mimari Eserleri
Fatih Sultan Mehmed, otuz yıl kadar süren padişahlığı sırasında Osmanlı Devleti'ni bir cihan devleti konumuna çıkardı. Fatih Sultan Mehmed, eşsiz bir komutan olmakla beraber, büyük bir devlet adamıydı. Yapmış olduğu çalışmalar ile memleketinde büyük çapta bir imar hareketini gerçekleştirdi. Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli şehirlerinde 300 kadar cami, 57 medrese, 59 hamam, 29 bedesten, çeşitli saray, hisar, kale, sur, han ve köprüler yaptırdı. İstanbul'u fethettiği zaman başta Ayasofya olmak üzere sekiz tane kiliseyi camiye çevirdi. Bugünün üniversitesi olan Fatih Külliyesi'ni 1470 yılında tamamladı.Hz.Eyyub-i Ensari'nin kabri, Fatih'in hocası Akşemseddin tarafından keşfedildi ve üzerine Eyüp Camii yaptırıldı.Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul'un Fatih semtinde yaptırılan Fatih Camii, 1470 yılında yine onun tarafından ibadete açıldı.Fatih zamanında inşa edilen Kapalıçarşı, ilerde İstanbul'un en önemli ticaret merkezlerinden biri haline gelecekti. Devrin mimari eserleri arasında bulunan Yeni Bedesten de çok ünlüdür. Saray-ı Cedide-i Amire adı verilen Yeni Sarayı (Topkapı Sarayı) da Fatih Sultan Mehmed yaptırdı.
SULTAN 2.BEYAZID
Mimari Eserleriİstanbul Davut Paşa Camii,Tokat Hatuniye Camii,Çemberlitaş Atik Ali Paşa Camii,Amasya Sultan İkinci Bayezıd Külliyesi,Amasya Bayezid Medresesi,Edirne Bayezid Camii ve Medresesi,İstanbul Bayezid Medresesi,İstanbul Şehzade Camii.
YAVUZ SULTAN SELİM
Mimari EserleriYavuz Sultan Selim, dedesi Fatih Sultan Mehmed zamanında yapılan Haliç Tersanesi'ni kapasite olarak arttırdı.Medreselerin yanında, sosyal ve ticari alanda hizmet verecek birçok bina inşa ettirdi. Hayatı yoğun savaşlarla geçen Yavuz Sultan Selim, Diyarbakır Fatih Paşa Elbistan Ulu Camii,Şam Salihiye'de Muhyiddini Arabi'ye Camii,İmaret ve Türbesi gibi hayır eserleri de yaptırmaya fırsat bulmuştur. Ayrıca temelini attırdığı İstanbul Sultan Selim Camii'ni bitirmeye ömrü yetmemiş, bu eser oğlu Kanuni Sultan Süleyman tarafından tamamlanmıştır.
KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN
Mimari EserleriKanûnî Sultan Süleyman 46 yıl saltanatta kaldı. Babası Yavuz Sultan Selim'den 6.557.000 km kare olarak devraldığı Osmanlı topraklarını 14.893.000 km kareye çıkardı. Kanûnî Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti ve ilk iş olarak babası Yavuz Sultan Selim tarafından temelleri atılan İstanbul Sultan Selim Camii'ni tamamladı. Bunun dışında yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Gebze'de Çoban Mustafa Paşa Camii ve Külliyesi,Afyon Sincanlı Sinan Paşa Camii,Bozöyük Kasım Paşa Camii.
SULTAN 2.SELİM
Mimari EserleriSultan İkinci Selim memleketin imar ve inşası ile de ilgilenmiştir. 1569 yılında Karadeniz'le Hazar Denizini bir kanalla birleştirme çalışmalarını başlattı. Ayasofya Camii yeniden onarıldı ve iki minare eklendi. Kanuni Sultan Süleyman'ın ölümünden sonra birbirinden güzel mimari eserler vermeye devam eden Mimar Sinan'ın en büyük eserlerinden biri olan Edirne Selimiye Camii, Edirne'yi çok seven ve zaman zaman oraya gidip kalan Sultan İkinci Selim için yapıldı (30 Ekim 1574).Yine Sultan İkinci Selim döneminde; Eyüb Zal Mahmud Paşa,Konya Selimiye Camii, Lüleburgaz Sokullu Cami ve Külliyesi,Karapınar Sultan Selim Camii,Payas Sultan Selim Camii ve Külliyesi,Kasımpaşa Piyale Paşa Camii gibi eserler De yapıldı.Bunlardan başka;Mekke-i Mükerreme'nin su yollarını tamiri,Mescid-i Haram'ın mermer kubbeleri,Lefkoşe Selimiye Camii'nin inşaası,Aziz Efendi Tekkesi,Navarin Limanına hakim bir mevkiye yaptırdığı kule hayır eserlerindendir
SULTAN 3.MURAD
Mimari EserleriMemleketin imarı ile de ilgilenen Sultan Üçüncü Murad, Topkapı sarayına bazı köşkler ilave ettirdi. Babası sultan İkinci Selim ve dedesi Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde birçok esere imza atmış olan Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad döneminde, ölümüne kadar başarılı çalışmalarına devam etti.Azapkapı Sokullu Camii,İzmit Pertev Paşa Camii ve Külliyesi,Ilgın Lala Mustafa Paşa Camii,Üsküdar Eski Valide Camii ve Külliyesi,Şemsi Ahmed Paşa Camii ve Medresesi,Tophane Kılıç Ali Paşa Camii, Sebil ve Hamamı,Manisa Muradiye Camii,İvaz Efendi Camii ve Ramazan Efendi Camii,Sultan Üçüncü Murad'ın Mimar Sinan'a yaptırdığı eserlerdendir. 1588'de Mimar Sinan'ın ölümünden sonra yapı faaliyetinde belirli bir azalma olmuştur.Sultan Üçüncü Murad döneminde ayrıca, Kars kalesi inşa edildi. Mekke'de Kabe-i Şerif'in duvarları mermer yaptırıldı ve Medine'de bir medrese inşa ettirildi. İstanbul'daki Toptaşı Tımarhanesi de Sultan Üçüncü Murad döneminde yapılan eserlerindendir.
SULTAN 3.MEHMED
Mimari Eserleriİmar konusunda çalışmalar yaptıran Sultan Üçüncü Mehmed,Süt annesi Halime Hatun adına Gölmarmara Halime Hatun Camii ve Külliyesini,Ayrıca validesi Safiye Sultan adına da Yeni Valide Camii ve Külliyesini yaptırdı.Bundan başka birçok camiyi tamir ettiren Sultan Üçüncü Mehmed, Yeni Camii'nin de temelini attırdı.
SULTAN 1.AHMED
Mimari Eserleri4 Ocak 1610'da altı büyük minareli ve 16 şerefeli Sultanahmed Camii'nin temel atma merasimi yapıldı. Dinine bağlı bir insan olan Sultan Birinci Ahmed, caminin temelleri kazılırken eteğinde toprak taşıdı ve amele gibi çalıştı. 9 Haziran 1617'de inşaatı biten Sultanahmed Camii ibadete açıldı.Ayrıca Şehzadebaşı Kuyucu Murad Paşa Külliyesi,İstanbul Mesih Paşa Camii,Piyale Paşa Camii,Elmalı Ömer Paşa Camii yaptırılan önemli mimari eserler arasındadır.
SULTAN 4.MURAD
Mimari EserleriBüyük bir padişah olan Sultan Dördüncü Murad, memleketin imarına da gereken önemi verdi. Döneminde yapılan eserlerden bazıları şunlardır; Ok Meydanı Namazgahı,Bayram Paşa Tekke, Türbe, Sebil, Çeşme, Sıbyan Mektebi, Medrese ve Külliyesi,Niğde Bedesteni,Konya Şerefeddin Camii'nin restorasyonu,Revan Köşkü,Bağdat Köşkü,Üsküdar Çinili Camii, Medrese ve Külliyesidir.
SULTAN 1.İBRAHİM
Mimari EserleriSultan Birinci İbrahim döneminde yapılan mimari eserlerden en önemlileri;Topkapı sarayının içine yapılan Sünnet Odası,Yine Topkapı sarayında, Sünnet Odası ile Bağdat Köşkü arasına inşa edilen Kameriye (İftar yeri) ve Sarayın alt tarafında, deniz kıyısına yapılan yazlık Sepetçiler Köşkü'dür.
SULTAN 4.MEHMED
Mimari EserleriSultan Dördüncü Mehmed, 39 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre Osmanlı tahtında kaldı. Osmanlı Devleti'nin en geniş sınırlarına ulaştığı bu devir boyunca mimari alanda da bir çok faaliyet gerçekleştirildi. 60 yıl önce yarım kalan Yeni Camii ve Külliyesi tamamlandı. 1658-60 yılları arasında Rumeli ve Anadolu hisarları tamir edildi.Mısır Çarşısı,Hünkar Kasrı,Divanyolu Köprülü Külliyesi,Safranbolu Köprülü Mehmed Paşa Camii,Vezirköprü Fazıl Ahmed Paşa Külliyesi,İncesu Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Camii veKervansarayı inşa edildi.
SULTAN 2.MUSTAFA
Mimari EserleriSultan İkinci Mustafa döneminde yapılan mimari çalışmalar şunlardır; Saraçhanebaşı Amcazade Hüseyin Paşa Külliyesi,Anadolu Hisarı üzerinde Meşruta Yalısı,Fatih semtinde Millet Kütüphanesi,Erzurum Kurşunlu Camii’dir
SULTAN 3.AHMED
Mimari Eserleriİnce ve hassas bir ruha sahip olan Sultan Üçüncü Ahmed, Sadrazam Damat İbrahim Paşa ile uyum içerisinde çalışmış, bu sırada yaşanan Lale Devri'nde sanata, edebiyata ve toplumsal hayata özgün bir anlayış getirilmişti. Sultan Üçüncü Ahmed;Topkapı sarayı ile Yeni Camii'de birer Kütüphane,Ayasofya'da Bab-ı Humayun'un karşısında Türk sanat şaheserlerinden sayılan bir çeşme (Sultan Üçüncü Ahmet Çeşmesi) veİstanbul'un su ihtiyacını karşılamak amacıyla da Deryay-i Sim adlı bir su bendi inşa ettirmiştir.Bunlardan başka;Üsküdar Yeni Valide Camii,Çorlulu Ali Paşa Medresesi,Damat İbrahim Paşa Camii ve Külliyesi,İstanbul'da Yeni Postane arkasında Daarül Hadis ve Sebil,Ortaköy Camii önündeki çeşmedir
SULTAN 1.MAHMUT
Mimari EserleriPatrona Halil İsyanından sonra tahta çıkan Sultan Birinci Mahmud döneminde, imar faaliyetleri Lale Devri'ndeki kadar hareketli değildi.Bu dönemin en büyük eseri Hekimoğlu Ali Paşa Camii ve Külliyesi'dir.Tophane'deki Sultan Birinci Mahmud Çeşmesi de o dönem yapılan eserler arasındadır.Sultan Mahmud zamanında İstanbul dışında da eserler yapıldı.Bu dönemde Halep'te Osman Paşa Külliyesi veKahire'de Habbaniye Sultan Birinci Mahmud Tekke ve Sebili inşa edildi. Ayrıca; Erzurum Vezir İbrahim Paşa Camii,Cağaloğlu Hacı Beşir Ağa Külliyesi,Şumnu Şerif Halil Paşa Camii ve Külliyesi inşa edildi.
SULTAN 3.OSMAN
Mimari EserleriPadişahın geride bıraktığı eserler arasında,ağabeyi Sultan Birinci Mahmud zamanında yapılmaya başlanan ve onun döneminde inşaatı tamamlanan, kendi adını verdiği Nur-i Osmaniye Camii meşhurdur (5 Aralık 1755). Sultan Üçüncü Osman döneminde yapılan diğer eserler şunlardır; Aydın Cihanoğlu Camii ve Ahırkapı Deniz Feneri’dir
SULTAN 3.MUSTAFA
Mimari EserleriSultan Üçüncü Mustafa'nın imar alanında da çalışmaları vardı.1766 yılındaki depremde yıkılan Fatih ve Eyüb Sultan Camilerini ve bütün İstanbul'u adeta yeniden imar ettirdi.Kara ve Deniz Mühendishaneleri onun zamanında kuruldu.Laleli Camii ve Külliyesi'ni 4 yılda inşa ettirdi.Döneminde yapılan diğer eserler şunlardır;Üsküdar Ayazma Camii,Sipahiler Hanı,Kahire Emir Mehmed Bey Camii,Rosos Sultan Üçüncü Mustafa Camii.
SULTAN 1.ABDULHAMİT
Mimari EserleriSultan Birinci Abdülhamid, mimari alanda bir çok eser yaptırdı.Kendi adını verdiği Sultan Birinci Abdülhamid Külliyesi,İstanbul Beylerbeyi Camii,Emirgan Çeşmesi,Hasköy Silahdar Yahya Efendi Çeşmesi,Gülşehir Kurşunlu Camii,Yozgat Ulu Camii,Unkpanı Şebsafa Camii veKaravezir Medresesi bunların arasında en önemlileridir.
SULTAN 3.SELİM
Mimari Eserleriİmar faaliyetlerine de önem veren Sultan Üçüncü Selim,İstanbul Selimiye Camii,Tophane Kışlası,Haliç Humbaracı ve Lağımcı Kışlaları'nın dışındaİsakçı ve Üsküdar Zahire Ambarları gibi büyük ve önemli binalar inşa ettirdi.Eyüp Sultan Camii'ni onartıp, türbe'nin kapılarını gümüşten yaptırdı.Konya'da ki Mevlana türbesinde bazı kısımları da tamir ettirdi.Sultan Üçüncü Selim döneminin diğer eserleri şunlardır;Soma Hızır Bey Camii,Yozgat Cevahir Ali Efendi Camii,Eyüp Mihrişah Valide Sultan Külliyesi,Safranbolu İzzet Mehmed Paşa Camii,Bursa Emir Sultan Camii ve Türbesi,İzmit Hisar Bey Camii.
SULTAN 2.MAHMUT
Mimari EserleriSultan İkinci Mahmud döneminde, mimari alanda da yeni bir gelişmenin başladığı görülür. İmparatorluğun değişik bölgelerinde birbirinden güzel yapılar inşa edildi. Sultan İkinci Mahmud'un yaptırdığı eserlerden bazıları şunlardır; Rodos Süleymaniye Camii,İzmir Bıyıklıoğlu Mahmud Camii,hayatını kurtaran Cevri Kalfa'nın adını verdiği mektep,Nusretiye Camii,İstanbul Kocamustafapaşa Küçük Efendi Camii ve KülliyesiTaş KışlaGülhane Parkı girişindeki Alay KöşküSultan İkinci Mahmud ayrıca, İstanbul'daki bütün büyük camilerin tamirini de yaptırdı.Unkapanı köprüsü yine onun zamanında yapıldı.Mekke-i Mükerreme'de bir medrese yaptırdı veMescid-i Aksa'yı tamir ettirdi Aynı zamanda hattat, bestekar ve şair olan Sultan İkinci Mahmud yazdığı şiirlerde Adli mahlasını kullandı
SULTAN 1.ABDULMECİD
Mimari EserleriPadişahlığı döneminde önemli mimari yapıların oluşturulmasını sağlayan Sultan Birinci Abdülmecid, Beşiktaş Küçük Mecidiye Camii,Fatih Hırka-i Şerif Camii,Humus Ulu Camii,Fuat Paşa Camii ve Türbesi,Dolmabahçe Camii,Ortaköy Camii yaptırdı.Bunların yanı sıra Dolmabahçe Sarayı,Küçüksu Kasrı,Mecidiye Kasrı ve Sultanahmet Darülfunun binası gibi birbirinden güzel sanat eserleri yine Abdülmecid döneminde yapıldı
SULTAN ABDULAZİZ
Mimari EserleriHemen hemen tüm Osmanlı padişahları gibi Sultan Abdülaziz'de, mimari konuda çalışmalar yapılmasını destekledi.Mısır seyahatinden önce yaptırdığı Harbiye binası,Aksaray Valide Camii,Sadabad Camii,Maçka sırtlarında Aziziye Camii,Yine Konya'da Aziziye Camii,Beylerbeyi Sarayı ve Çırağan Sarayı onun döneminde inşa edildi
2.ABDULHAMİT
Kültür, Sanat ve Mimari gibi konulara önem veren ve ince ruhlu bir padişah olan Sultan İkinci Abdülhamid döneminde, özellikle yabancı mimarların faaliyetleri göze çarpar. Sultan İkinci Abdülhamid'in padişahlığı döneminde yerli ve yabancı mimarların yaptıkları mimari çalışmalardan bazıları şunlardı; İstanbul Arkeoloji Müzesi,Eski Şark Eserleri Müzesi, Yüksek Ticaret Merkezi, Tarabya İtalyan Sefareti,Haydarpaşa Tıbbiye Mektebi,Düyun-ı Umumiye ve Karaköy Osmanlı Bankası, Karaköy Palas İşhanı, Maçka Palas, Ankara İş Bankası,İstanbul Maçka İtalyan Sefareti, Haydarpaşa Garı,Sultanahmet'de Alman Çeşmesi,Sirkeci Garı, Kütahya Ulu Camii, İstanbul Yıldız Hamidiye Camii, Cihangir Camii.
27 Ağustos 2011 Cumartesi
Türkler Hakkındaki Hadisler
TÜRKLER HAKKINDAKİ HADİSLER
Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir. ( bunlardan biride) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir ( Ebi Zer-Ğıfari )
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi ***ürdüğü günlerde "kırmızı çehrelilere" ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah"a yemin ederimki insanlar çatlasada patlasada Allah onları , hem bu dünya , hemde öbür dünyada mükafatlandırılacaklardır ( Tubeyin kab)
şanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde ) İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Bundanda öte ; onların karılarını , çocuklarını , kölelerini , ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri (TÜRKLERİ) yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Raşid b. sa)
Sizler deriden çizmeler giyen bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. O kadarki sizler küçük gözlü kırmızı çehreli yassı burunlu yüzleri sanki örs üstünde döğülmüş ve üzeri derilerle kılıflı kalkanlar gibi sağlam (bir kavim olan) TÜRKLERLE çarpışırsınız ( Ey Ebu Hüreyre! ) insanların ( Allah katında ) en hayırlılarının , bu dine girmeden önceki devirlerde bu dinden en fazla yüz çeviren kimseler olduğunu görürsün. Oysa insanlar tıpkı ( has) madenler gibidir. cahiliye devrinde hayırlı olan kavimler İslam dinine girdikten sonrada bu dinin (en) hayırlıları olurlar. Sizden birinizin üzerine öyle bir zaman gelecekki ; bu kişi için beni görme isteği ; onun aile ferdleri ve mallarının bir misli daha o kimsenin kendine verilmesinden daha sevimli olacaktır. ( TÜRKLERDEN öyle insanlar geleceklerdirki onların Peygamberi sevme ve ona kavuşma sevgisinin önüne mal , mülk ve aile ferdleri de dahil hiç bir şey geçmeyecektir) (ebu hüreyre)
"Ey Ali ! sizler beni asfar ( rumlarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak ( bir millet ) "İSLAMIN YÜZ AKLARI" uluları gelir. Onlar öyle kimselerdirki Allah yolunda cihad etmekten ; ne bir kınayanın kınamasından ve nede onlarn dedikodusundan aska çekinmezler" ( ibn Kesir )
Benim onlarla veya onlardan baıları ile birlikte olmam , sizlerle yada sizlerden bazıları ile birlikte olmamdan daha güvencelidir ( Nasıf, et-Tac fi Ehadis er-Rasul)
Türkler size dokunmadıkça sakın sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Çünkü , Allah"ın ümmetine vermiş olduğu bu mülk ve saltanat nimetini ilk defa bu Kantura Oğulları onların elinden çekip alacaklardır" ( et- Taberani)
yakın bir gelecekte kantura oğulları ırak ahalisini ıraktan çıkaracaklardor. Sanki ben bunu gözlerimle görür gibiyim. Onlar kısık gözlü , yassı burunlu , değirmi yüzlü insanlardır (ebul-Kemal)
Sakın habeşiler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız (Türkler de böyledir). Hele TÜRKLER size ilişmedikçe sakın sizde TÜRKLERE ilişmeyiniz (onlara saldırmayınız) ( en-Neseş)
TÜRKLER size dokunmadıkça sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı insanlardır (el-Cüveyni)
müslümanlar ; yüzleri örs üstünde döğülmüş ve derilerle kılıflı kalkanlar gibi (sağlam) bir kavim olan TÜRKLERLE çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Onlar yünden yapılmış elbiseler giyerler ve yünden yapılmış çarıklarla yürürler.(Sahih-u Müslim)
Allah bu ümmete mevalilerden bir ordu gönderecektir. onlar ata binmede Araplardan çok üstün silah kullanmada onlardan çok daha mahirdir. İşte Allah bu dini onlarla yeniden ihya edecektir!
çok yakın bir gelecekte Allah (C.C) ellerinizi (yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılar (TÜRKLER)’le dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harblerde düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar ; daha önce sizin harbettiğiniz kavimlerle harbedecekler ve sizin ganimetlerinizide onlar yiyeceklerdir. (harblerde aldığınız ganimetler bundan böyle onların eline geçecektir) ( et-Taberani)
İstanbul ; onun böbreği ele geçirilinceye kadar feth olunmayacaktır. ya böbreği neresidir diye sorulduğunda o, AMURİYE demiştir ( el-Fiten)
İstanbuldan önce ve İstabnbul ise ROMADAN önce mutlaka fethedilecektir (el- fiten)
Ülkeleri ( düşmana karşı) koruma gücü on kısma ayrıldı : Bunun dokuzu TÜRKLERE ve biri diğer milletlere verildi. Yine böyle, cimrilikte on kısma ayrıldı ; bunun dokuzu iranlılara vbiride diğer milletlere , cömertlikte on kısma ayrıldı ; dokuzu ehli Sudana biride diğer insanlara , haya da on kısma ayrıldı ; dokuzu kadınlara , biride diğer insanlara , hased ( nifak ) de on kısma ayrıldı ; dokuzu araplara biri diğer milletlere , kibirde n kısma ayrıldı ; dokuzu rumlara biri diğer milletlere verildi ( et- Taberi)
ben onların isimlerini , babalarının isimlerini , hatta (harb meydanlarında) binmiş oldukları atların renklerini dahi pekala biliyorum. onlar, o dehşetli günlerde yer yüzünün en hayırlı süvarileri (yani akıncıları) dır
siyah sancaklılar gelinceye kadar harbler kendi aranızda olacaktır. Daha sonra (hazar) Türkleri baş kaldıracak ve sizler onlarla çarpıacaksınız. bundan sonra bineklerinizin sırtındaki eyerler henüz kurumadan Mağrip halkı isyan edecektir. ( el-fiten)
Mümmetimden bir kavim hindistana gaza ederler ve oraların fethini Allah onlara nasib eder. o kadar ki hind hükümdarları boyunları demir zincirlerle bağlı (esir) olarak gelirler . İşte Allah onların günahlarını bütünüyle affedecektir ( el-fiten)
Mümmetmden iki askeri birlik vardırki Allah onları cehennem ateşinden mutlaka koruyacaktır. Bu birliklerden biri hindistana gaza eder ve diğeri ise HZ İSA( a.s) ile birlikte olur ( ve ona yardım eder) (et-tac fi ehadis er-rasul)
Allahın ordusu idi. onları Cenab-ı Hak doğu cihetine yerleştirmişti. adını bizzat kendisi TÜRK olarak koymuştu. herhangi bir kavme öfkelendiği zaman , onlardan bu TÜRK olrdusu ile intikam alırdı ( el-kaşgari nin bir sözümü yoksa hadismi tam emin değilim)
Yüce Allah"ın HZ ADEM"i yarattığından bu güne kadar , şu sema gölgesinin altında katledilmek suretiyle öldürülenlerin en hayırlıları şunlardır: bunlardan birincisi Habildir. onun kardeşi Kabi melun öldürmüştür... Daha Rumların kanlı harblerinde öldürülenlerdir. bular bedir harbinde öldürülen ( mümin) ler gibidir. Daha (moğol ) Türklerinin öldürdükleridir. bunlar Uhud harbinde ölen (müslüman) lar gibidir ( el- fiten)
ben bu kan gövdeyi ***üren harblere hele bir ulaşabilsem, ondan önceki (harbler) bana hiç gelir ve ondan sonra olacaklara aldırış bile etmem. Zira o kan gövdeyi ***üren harb en büyük harbdir ve DECCALİN harbinden daha büyüktür. Zira deccalin ordusu bir milletten oluşur . bu harbi yapanların ordusu ise birçok milletten oluşur( konusu geçen harb malazgirt savaşıdır ve karşı tarafta 12 kralın toplam 80 sancak altında 12şer bin askeri vardır ki bu 960 bin düşman eder TÜRK ordusu ise 25bin kişidir yani aradaki fark 38.4 kattır hadis el fiten den alınmıştır)
Rumlar A"mak (antakya) ve mercidabık"a inmeden önce kıyamet kopmayacaktır. İşte bu sıralarda , onların karşısına şehirdeki bir ordu dikilir ki, bunlar yer yüzünün en hayırlılarıdır. Her iki ordu harbetmek üzere yerlerini aldıklarında Rumlar ;
"bizimle (Araplar, yani) bizim karılarımızı ve çocuklarımızı esir alanlarla aramızdan çekilinki viz onlarla çarpışalım. Müslüman (askerler) bunu kabul etmezler ve şöyle derler ;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a and olsunki asla çekilmeyeceğiz.
bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi (harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul etmesin. Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en yüce şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine devam ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbulu da bunlar (TÜRKLER) fethedecektir. (ebu hüreyere)
Allah katında en ulu şehid şüphesizki denizlerde yapılan harblerde şehit olanlardır. Sonra ise Antakya ve civar kasabalarında (Rumlara karşı) şehit olanlar, daha sonra ise Deccal"a karşı şehit olanlardır ( Abdullah b. amr b. el-Astan)
Kan gövdeyi ***üren asıl o büyük harpler başladığında , Şamdan bir ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü edilen ordu halifenin TÜRKlerden oluşan ordusudur.) (el fiten)
Utbe b. Nafi"den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir ; Bir gazada AllahIN ELÇİSİ (S.A.S ) ile beraberdik. Hz. PEYGAMBERe batı tarafından ve üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Onlar kendisine bir tepenin yanında kavuşmuşlardı. Onlar ayakta , Hz. PEYGAMBER ise oturuyordu. İçimden bir ses bana dediki ; " Şunların yanına git de onlarla PEYGAMBERİN arasında dur! Ona bir baskın yapmasınlar!" Sonra (kendi kendime) onlarla bir sır konuşur, dedim ve yanlarına vararak onlarla Hz. PEYGAMBER"in arasında durdum (ve o konuşmalardan ) dört kelime belledim, bunları elimle de sayarım, (Hz. PEYGAMBER onlara şöyle diyordu) ;
Sizler ( araplar ) Arap yarımadasına gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra İran"a gaza edeceksiniz. Allah orasını da size fethedecektir. Sonra sizler ( Osmanlı Türkleri ) bizansla gaza edeceksiniz. Allah ırasubu sşze fethedecektir. Sonra yinesiz ( Osmanlı Türkleri ) Deccala gaza edeceksiniz. Allah onuda fethedecektir." Bunun ğzerşbe Nafş " ya Cabir! Biz Bizans ( toprakları ) fethedilmedikçe Deccalın çıkacağını zannetmiyoruz dedi"
Amir b. Avr"ın rivayet ettiğine göre ; Hz. PEYGAMBER (S.A.S) şöyle buyurmuşlardır : "Sizler (rumlarla olan) en uzak sınır boylarında (mesela) Bevla da düşmana karşı nöbet tutmadıkça kıyamet kopmayacaktır" ; Ondan sonra Hz. PEYGAMBER
- "Ey Ali! Ey Ali! Ey Ali!" diye seslendi. Hz. Ali,
- "Anam babam sana feda olsun Ey AllahIN ELÇİSİ (buyurunuz)" dedi . Bundan sonra Hz. PEYGAMBER şöyle buyurdu ;
"Sizler Rumlarla mutlaka çarpışırsınız! Ne varki sizden sonra " İslamın yüz akı" bir ordu ( OSMANLI ) gelir ve Rumlarla, asıl onlar çarpışır. Onlar öyle kimselerdirki ; Allah yolunda olmaktan ve bir kınayanın kınaması ve nede dedikodusundanhiç korkmazlar. İşte onlar tesbih ve tekbir sesleri ile İstanbulu fethederler. Ordanda daha önce hiç bir yerden alamadıkları miktarda öyle çok ganimetler elde ederler. Onlar bu ganimetleri aralarında kalkanları ölçek yaparak taksim ederler.
Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fetholunacaktır Onu fetheden kumandan ne ulu kumandan , onun askerleri ise ah ne iyi askerlerdir.
İstanbulu ; Allahın evliyaları ( dostları ) olan kavimlere Allah nasip edecektir. Artık Allah onlara bir daha ölüm , hastalık , bela ve musibet yüzü göstermeyecektir. ( el-Fiten )
İstanbulu fetheden zatın adı da benimki gibi Muhammed olacaktır ( el-Fiten ) ( Mehmet ismi Muhammed isminin Türkçe yazılışıdır )
Nefsim elinde olan Allah"a yemin ederinki ; yılanın sıkışıp hücresine girdiği gibi , imanda sıkışacak ve sonunda şu iki mescide ( mekke ve Medineye ) çekilecektir... Bu sırada AHHALta öfkelenir, kılıncıyla onlara darbe ve mızrağı ile onlara hucum eder. ( Abdullah b. amra ; "Ey Abdullah Allahın kılıncı ve mızrağından maksat nedir? diye soruldu o da : émümin kullarunun kılıncı ve oku olmalıdır!" dedi). Artık bundan sonra Rumların hepsi helak olur. Sonra bu (TÜRKLER) Rum ülkelerine alırlar, onların bütün kalelerini ve şehirlerini tekbir ve tehlil sesleri ile ele geçirirler. En sonunda Heraklenin şehrine (İSTANBUL) gelirler ve Halici karşılarında (bir çarşaf gibi ) yayılmış olarak bulurlar. Daha sonra orayı (istanbulu) tekbir ve tehlil getirerek gth ederler. Onlar kükreyen tekbir sesleriyle öyle hucum ederlerki, surların bir tarafı düşer, sonra bir kere daha (ufukları dolduran ) tekbir sesleri ile hucum ederler bu defa surların diğer kısmı düşer. Ne varki surların denize bakan (haliç) kısmı düşmez. Bundan sonra onlar ROMAya yürürler ve orasınıda tekbir sesleri ile elegeçirirler. İstanbuldan öyle çok ganimet alırlarki onlar o gün ganimetleri (altınları) sayarak değil, ölçek , ölçek taksim ederler" (el-Fiten)
"Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
"Mülk ve bir diğer ifadeye göre hilafet, taki kırmızı benizli , sanki yüzleri örs üstünde döğülmüş , derilerle kılıflı , sağlam kişiler olan (TÜRKLER ) bu ululukta (hilafette) onlara üstünlük sağlayıncaya kadar , mutlaka benim torunlarımın elinde olacaktır. (Bundan sonra hilafet artık TÜRKlere geçmiş olur) (el-Hamevi)
"TÜRK dilini mutlaka öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun süre onların ellerinde olacaktır" ( el-Kaşgari ,Divan-ı Luğat et-Türk )
"Ümmetimin emirliğine (yani hilafete) en sonunda Kantura Oğulları (TÜRKLER) sahip olacaklardır."
TÜRKLERİN ALİMLER TARAFINDAN TASVİRİ
Çevrenin insanlarına tesiri hususunda TÜRKülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık onlar, öyle şeylerdir ki , devletlerini , atlarını , hülasa orda yaşayan her şeyi TÜRKleştirir ve TÜRKE has bir şekle sokarlar ( el cahiz)
Türkler ; çokluk , cesaret , kahramanlık gibi özellikleri ile diğer milletlerden ayrılırlar. onların yüzleri geniş, burunları yassı bilekleri kalındır. Öfkeli , et yemeye çok düşkünlerdi. Yürümekten bıktıklarını sandığın zaman yeni yürümeye başlamış gibiat koşturduklarını , dağların başlarına tırmandıklarını görürsün. Onlar büyük gayret ve himmet sahibi kimselerdir. Onlardan biri köle olduğu zaman dahi, efendisinin askerlerine kumandan olmakla yetinmez belki efendisinin yerine geçmek ister. Nitekim nların bu özelliklerine işaret eden Hz. Peygamber , " TÜRKler size dokunmadıkça sizde TÜRKlere dokunmayınız!" buyurmuşlardır ( el-Kazvini )
Bana benden önce hiç bir Peygambere verilmeyen 5 şey verilmiştir. ( bunlardan biride) benim bütün kırmızı ve siyah kavime Peygamber olarak gönderilmemdir ( Ebi Zer-Ğıfari )
Büyük çarpışmada (Malazgirt) harbinin o kan gövdeyi ***ürdüğü günlerde "kırmızı çehrelilere" ( TÜRKLERE ) müjdeler olsun! Allah"a yemin ederimki insanlar çatlasada patlasada Allah onları , hem bu dünya , hemde öbür dünyada mükafatlandırılacaklardır ( Tubeyin kab)
şanı yüce olan Allah şüphesiz bana (ümmetime kırmızı çehreliler sayesinde ) İranı ve Bizansı ele geçirmeyi vaad etti. Bundanda öte ; onların karılarını , çocuklarını , kölelerini , ve bütün hazinelerini bana peşkeş çekti. Zira bana kırmızı çehrelileri (TÜRKLERİ) yardımcı kılmakla beni çok güçlendirdi. (Raşid b. sa)
Sizler deriden çizmeler giyen bir kavimle çarpışmadıkça kıyamet kopmaz. O kadarki sizler küçük gözlü kırmızı çehreli yassı burunlu yüzleri sanki örs üstünde döğülmüş ve üzeri derilerle kılıflı kalkanlar gibi sağlam (bir kavim olan) TÜRKLERLE çarpışırsınız ( Ey Ebu Hüreyre! ) insanların ( Allah katında ) en hayırlılarının , bu dine girmeden önceki devirlerde bu dinden en fazla yüz çeviren kimseler olduğunu görürsün. Oysa insanlar tıpkı ( has) madenler gibidir. cahiliye devrinde hayırlı olan kavimler İslam dinine girdikten sonrada bu dinin (en) hayırlıları olurlar. Sizden birinizin üzerine öyle bir zaman gelecekki ; bu kişi için beni görme isteği ; onun aile ferdleri ve mallarının bir misli daha o kimsenin kendine verilmesinden daha sevimli olacaktır. ( TÜRKLERDEN öyle insanlar geleceklerdirki onların Peygamberi sevme ve ona kavuşma sevgisinin önüne mal , mülk ve aile ferdleri de dahil hiç bir şey geçmeyecektir) (ebu hüreyre)
"Ey Ali ! sizler beni asfar ( rumlarla) çarpışacaksınız. Oysa sizden sonra onlarla asıl çarpışacak ( bir millet ) "İSLAMIN YÜZ AKLARI" uluları gelir. Onlar öyle kimselerdirki Allah yolunda cihad etmekten ; ne bir kınayanın kınamasından ve nede onlarn dedikodusundan aska çekinmezler" ( ibn Kesir )
Benim onlarla veya onlardan baıları ile birlikte olmam , sizlerle yada sizlerden bazıları ile birlikte olmamdan daha güvencelidir ( Nasıf, et-Tac fi Ehadis er-Rasul)
Türkler size dokunmadıkça sakın sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Çünkü , Allah"ın ümmetine vermiş olduğu bu mülk ve saltanat nimetini ilk defa bu Kantura Oğulları onların elinden çekip alacaklardır" ( et- Taberani)
yakın bir gelecekte kantura oğulları ırak ahalisini ıraktan çıkaracaklardor. Sanki ben bunu gözlerimle görür gibiyim. Onlar kısık gözlü , yassı burunlu , değirmi yüzlü insanlardır (ebul-Kemal)
Sakın habeşiler size dokunmadıkça sizde onlara dokunmayınız (Türkler de böyledir). Hele TÜRKLER size ilişmedikçe sakın sizde TÜRKLERE ilişmeyiniz (onlara saldırmayınız) ( en-Neseş)
TÜRKLER size dokunmadıkça sizde TÜRKLERE dokunmayınız. Zira onlar çok sert ve haşin tabiatlı insanlardır (el-Cüveyni)
müslümanlar ; yüzleri örs üstünde döğülmüş ve derilerle kılıflı kalkanlar gibi (sağlam) bir kavim olan TÜRKLERLE çarpışmadıkça kıyamet kopmayacaktır. Onlar yünden yapılmış elbiseler giyerler ve yünden yapılmış çarıklarla yürürler.(Sahih-u Müslim)
Allah bu ümmete mevalilerden bir ordu gönderecektir. onlar ata binmede Araplardan çok üstün silah kullanmada onlardan çok daha mahirdir. İşte Allah bu dini onlarla yeniden ihya edecektir!
çok yakın bir gelecekte Allah (C.C) ellerinizi (yurt ve yuvalarınızı) bazı yabancılar (TÜRKLER)’le dolduracaktır. Onlar aslanlar gibi cesurdurlar. Harblerde düşmandan yüzgeri edip kaçmazlar. İşte bunlar ; daha önce sizin harbettiğiniz kavimlerle harbedecekler ve sizin ganimetlerinizide onlar yiyeceklerdir. (harblerde aldığınız ganimetler bundan böyle onların eline geçecektir) ( et-Taberani)
İstanbul ; onun böbreği ele geçirilinceye kadar feth olunmayacaktır. ya böbreği neresidir diye sorulduğunda o, AMURİYE demiştir ( el-Fiten)
İstanbuldan önce ve İstabnbul ise ROMADAN önce mutlaka fethedilecektir (el- fiten)
Ülkeleri ( düşmana karşı) koruma gücü on kısma ayrıldı : Bunun dokuzu TÜRKLERE ve biri diğer milletlere verildi. Yine böyle, cimrilikte on kısma ayrıldı ; bunun dokuzu iranlılara vbiride diğer milletlere , cömertlikte on kısma ayrıldı ; dokuzu ehli Sudana biride diğer insanlara , haya da on kısma ayrıldı ; dokuzu kadınlara , biride diğer insanlara , hased ( nifak ) de on kısma ayrıldı ; dokuzu araplara biri diğer milletlere , kibirde n kısma ayrıldı ; dokuzu rumlara biri diğer milletlere verildi ( et- Taberi)
ben onların isimlerini , babalarının isimlerini , hatta (harb meydanlarında) binmiş oldukları atların renklerini dahi pekala biliyorum. onlar, o dehşetli günlerde yer yüzünün en hayırlı süvarileri (yani akıncıları) dır
siyah sancaklılar gelinceye kadar harbler kendi aranızda olacaktır. Daha sonra (hazar) Türkleri baş kaldıracak ve sizler onlarla çarpıacaksınız. bundan sonra bineklerinizin sırtındaki eyerler henüz kurumadan Mağrip halkı isyan edecektir. ( el-fiten)
Mümmetimden bir kavim hindistana gaza ederler ve oraların fethini Allah onlara nasib eder. o kadar ki hind hükümdarları boyunları demir zincirlerle bağlı (esir) olarak gelirler . İşte Allah onların günahlarını bütünüyle affedecektir ( el-fiten)
Mümmetmden iki askeri birlik vardırki Allah onları cehennem ateşinden mutlaka koruyacaktır. Bu birliklerden biri hindistana gaza eder ve diğeri ise HZ İSA( a.s) ile birlikte olur ( ve ona yardım eder) (et-tac fi ehadis er-rasul)
Allahın ordusu idi. onları Cenab-ı Hak doğu cihetine yerleştirmişti. adını bizzat kendisi TÜRK olarak koymuştu. herhangi bir kavme öfkelendiği zaman , onlardan bu TÜRK olrdusu ile intikam alırdı ( el-kaşgari nin bir sözümü yoksa hadismi tam emin değilim)
Yüce Allah"ın HZ ADEM"i yarattığından bu güne kadar , şu sema gölgesinin altında katledilmek suretiyle öldürülenlerin en hayırlıları şunlardır: bunlardan birincisi Habildir. onun kardeşi Kabi melun öldürmüştür... Daha Rumların kanlı harblerinde öldürülenlerdir. bular bedir harbinde öldürülen ( mümin) ler gibidir. Daha (moğol ) Türklerinin öldürdükleridir. bunlar Uhud harbinde ölen (müslüman) lar gibidir ( el- fiten)
ben bu kan gövdeyi ***üren harblere hele bir ulaşabilsem, ondan önceki (harbler) bana hiç gelir ve ondan sonra olacaklara aldırış bile etmem. Zira o kan gövdeyi ***üren harb en büyük harbdir ve DECCALİN harbinden daha büyüktür. Zira deccalin ordusu bir milletten oluşur . bu harbi yapanların ordusu ise birçok milletten oluşur( konusu geçen harb malazgirt savaşıdır ve karşı tarafta 12 kralın toplam 80 sancak altında 12şer bin askeri vardır ki bu 960 bin düşman eder TÜRK ordusu ise 25bin kişidir yani aradaki fark 38.4 kattır hadis el fiten den alınmıştır)
Rumlar A"mak (antakya) ve mercidabık"a inmeden önce kıyamet kopmayacaktır. İşte bu sıralarda , onların karşısına şehirdeki bir ordu dikilir ki, bunlar yer yüzünün en hayırlılarıdır. Her iki ordu harbetmek üzere yerlerini aldıklarında Rumlar ;
"bizimle (Araplar, yani) bizim karılarımızı ve çocuklarımızı esir alanlarla aramızdan çekilinki viz onlarla çarpışalım. Müslüman (askerler) bunu kabul etmezler ve şöyle derler ;
"Sizinle (bu) kardeşlerimizin arasından Allah"a and olsunki asla çekilmeyeceğiz.
bu sırada harbde başlamış olur. Müslümanların üçte birisi (harbetmeden) mağlup olur. Allah onların hiçbir zaman tevbelerini kabul etmesin. Bu arada müslümanların üçte biride öldürülür, bunlar Allah katında en yüce şehitlerdir. Askerlerin geri kalan üçte biri Rumları yener ve fetihlerine devam ederler, ayrıca bir fitneye de düşmezler. İşte İstanbulu da bunlar (TÜRKLER) fethedecektir. (ebu hüreyere)
Allah katında en ulu şehid şüphesizki denizlerde yapılan harblerde şehit olanlardır. Sonra ise Antakya ve civar kasabalarında (Rumlara karşı) şehit olanlar, daha sonra ise Deccal"a karşı şehit olanlardır ( Abdullah b. amr b. el-Astan)
Kan gövdeyi ***üren asıl o büyük harpler başladığında , Şamdan bir ordu çıkar. İşte bunlar Allahın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır ( sözü edilen ordu halifenin TÜRKlerden oluşan ordusudur.) (el fiten)
Utbe b. Nafi"den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir ; Bir gazada AllahIN ELÇİSİ (S.A.S ) ile beraberdik. Hz. PEYGAMBERe batı tarafından ve üzerlerinde yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Onlar kendisine bir tepenin yanında kavuşmuşlardı. Onlar ayakta , Hz. PEYGAMBER ise oturuyordu. İçimden bir ses bana dediki ; " Şunların yanına git de onlarla PEYGAMBERİN arasında dur! Ona bir baskın yapmasınlar!" Sonra (kendi kendime) onlarla bir sır konuşur, dedim ve yanlarına vararak onlarla Hz. PEYGAMBER"in arasında durdum (ve o konuşmalardan ) dört kelime belledim, bunları elimle de sayarım, (Hz. PEYGAMBER onlara şöyle diyordu) ;
Sizler ( araplar ) Arap yarımadasına gaza edeceksiniz. Allah onu size fethedecektir. Sonra İran"a gaza edeceksiniz. Allah orasını da size fethedecektir. Sonra sizler ( Osmanlı Türkleri ) bizansla gaza edeceksiniz. Allah ırasubu sşze fethedecektir. Sonra yinesiz ( Osmanlı Türkleri ) Deccala gaza edeceksiniz. Allah onuda fethedecektir." Bunun ğzerşbe Nafş " ya Cabir! Biz Bizans ( toprakları ) fethedilmedikçe Deccalın çıkacağını zannetmiyoruz dedi"
Amir b. Avr"ın rivayet ettiğine göre ; Hz. PEYGAMBER (S.A.S) şöyle buyurmuşlardır : "Sizler (rumlarla olan) en uzak sınır boylarında (mesela) Bevla da düşmana karşı nöbet tutmadıkça kıyamet kopmayacaktır" ; Ondan sonra Hz. PEYGAMBER
- "Ey Ali! Ey Ali! Ey Ali!" diye seslendi. Hz. Ali,
- "Anam babam sana feda olsun Ey AllahIN ELÇİSİ (buyurunuz)" dedi . Bundan sonra Hz. PEYGAMBER şöyle buyurdu ;
"Sizler Rumlarla mutlaka çarpışırsınız! Ne varki sizden sonra " İslamın yüz akı" bir ordu ( OSMANLI ) gelir ve Rumlarla, asıl onlar çarpışır. Onlar öyle kimselerdirki ; Allah yolunda olmaktan ve bir kınayanın kınaması ve nede dedikodusundanhiç korkmazlar. İşte onlar tesbih ve tekbir sesleri ile İstanbulu fethederler. Ordanda daha önce hiç bir yerden alamadıkları miktarda öyle çok ganimetler elde ederler. Onlar bu ganimetleri aralarında kalkanları ölçek yaparak taksim ederler.
Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fetholunacaktır Onu fetheden kumandan ne ulu kumandan , onun askerleri ise ah ne iyi askerlerdir.
İstanbulu ; Allahın evliyaları ( dostları ) olan kavimlere Allah nasip edecektir. Artık Allah onlara bir daha ölüm , hastalık , bela ve musibet yüzü göstermeyecektir. ( el-Fiten )
İstanbulu fetheden zatın adı da benimki gibi Muhammed olacaktır ( el-Fiten ) ( Mehmet ismi Muhammed isminin Türkçe yazılışıdır )
Nefsim elinde olan Allah"a yemin ederinki ; yılanın sıkışıp hücresine girdiği gibi , imanda sıkışacak ve sonunda şu iki mescide ( mekke ve Medineye ) çekilecektir... Bu sırada AHHALta öfkelenir, kılıncıyla onlara darbe ve mızrağı ile onlara hucum eder. ( Abdullah b. amra ; "Ey Abdullah Allahın kılıncı ve mızrağından maksat nedir? diye soruldu o da : émümin kullarunun kılıncı ve oku olmalıdır!" dedi). Artık bundan sonra Rumların hepsi helak olur. Sonra bu (TÜRKLER) Rum ülkelerine alırlar, onların bütün kalelerini ve şehirlerini tekbir ve tehlil sesleri ile ele geçirirler. En sonunda Heraklenin şehrine (İSTANBUL) gelirler ve Halici karşılarında (bir çarşaf gibi ) yayılmış olarak bulurlar. Daha sonra orayı (istanbulu) tekbir ve tehlil getirerek gth ederler. Onlar kükreyen tekbir sesleriyle öyle hucum ederlerki, surların bir tarafı düşer, sonra bir kere daha (ufukları dolduran ) tekbir sesleri ile hucum ederler bu defa surların diğer kısmı düşer. Ne varki surların denize bakan (haliç) kısmı düşmez. Bundan sonra onlar ROMAya yürürler ve orasınıda tekbir sesleri ile elegeçirirler. İstanbuldan öyle çok ganimet alırlarki onlar o gün ganimetleri (altınları) sayarak değil, ölçek , ölçek taksim ederler" (el-Fiten)
"Allah müminlerin (ordusu)na İstanbul ve Romayı tesbih ve tekbir sesleri ile fethini nasin etmedikçe kıyamet kopmayacaktır ( Amr. b Avf)
"Mülk ve bir diğer ifadeye göre hilafet, taki kırmızı benizli , sanki yüzleri örs üstünde döğülmüş , derilerle kılıflı , sağlam kişiler olan (TÜRKLER ) bu ululukta (hilafette) onlara üstünlük sağlayıncaya kadar , mutlaka benim torunlarımın elinde olacaktır. (Bundan sonra hilafet artık TÜRKlere geçmiş olur) (el-Hamevi)
"TÜRK dilini mutlaka öğreniniz. Zira mülk ve saltanat uzun süre onların ellerinde olacaktır" ( el-Kaşgari ,Divan-ı Luğat et-Türk )
"Ümmetimin emirliğine (yani hilafete) en sonunda Kantura Oğulları (TÜRKLER) sahip olacaklardır."
TÜRKLERİN ALİMLER TARAFINDAN TASVİRİ
Çevrenin insanlarına tesiri hususunda TÜRKülkelerinden daha kuvvetli tesir eden başka bir ülke duymadık onlar, öyle şeylerdir ki , devletlerini , atlarını , hülasa orda yaşayan her şeyi TÜRKleştirir ve TÜRKE has bir şekle sokarlar ( el cahiz)
Türkler ; çokluk , cesaret , kahramanlık gibi özellikleri ile diğer milletlerden ayrılırlar. onların yüzleri geniş, burunları yassı bilekleri kalındır. Öfkeli , et yemeye çok düşkünlerdi. Yürümekten bıktıklarını sandığın zaman yeni yürümeye başlamış gibiat koşturduklarını , dağların başlarına tırmandıklarını görürsün. Onlar büyük gayret ve himmet sahibi kimselerdir. Onlardan biri köle olduğu zaman dahi, efendisinin askerlerine kumandan olmakla yetinmez belki efendisinin yerine geçmek ister. Nitekim nların bu özelliklerine işaret eden Hz. Peygamber , " TÜRKler size dokunmadıkça sizde TÜRKlere dokunmayınız!" buyurmuşlardır ( el-Kazvini )
Hüseyin Nihl Atsız Kahramanlık Şiiri
KAHRAMANLIK
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık: saldırıp bir daha dönmemektir.
Sızlasa da gönüller düşenlerin yasından
Koşar adım gitmeli onların arkasından.
Kahramanlık: İçerek acı ölüm tasından
İleriye atılmak ve sonra dönmemektir.
Yırtıcılar az yaşar... Uzun sürmez doğanlık...
Her ışığın ardında gizlidir bir kahramanlık;
Adsız sansız olsa da, en büyük kahramanlık:
Göz kırpmadan saldırıp bir daha dönmemektir.
Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir.
Ne de güneşler gibi parlayıp sönmemektir.
Bunun için ölüme bir atılış gerektir.
Atıldıktan sonra da bir daha dönmemektir...
Hüseyin Nihal ATSIZ
26 Ağustos 2011 Cuma
Malazgirt Zaferi 26 Ağustos 1071
Malazgirt Savaşı
(Malazgirt Zaferi)
Türklere Anadoluyu kazandıran, Selçuklu-Bizans Savaşı. Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadoluda Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir.
Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları tertip ettiler. Bu akınlarda, Anadolunun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi. Selçuklu Türklerinin Anadoluya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı. Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, bölge halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı. Doğu hududundaki hadiseleri dikkatle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için tedbir almaya başladılar. Bizansın ancak meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadoluda hakimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı.
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi. Fakat hanedan mensubu değildi. Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxienin dikkatini çektiğinden, diğer aday ve teklifleri reddederek, 1068de Diyojeni tercih etmesine sebep oldu. Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine asiller, iktidara karşı cephe aldılar. Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizansın doğu hududundaki hadiseleri de dikkatle takip ettirdi. Ani ve Karsı zaptederek Aninin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına kadar her yıl sefere çıktı. 1068de Pozantıya, 1069da Paluya kadar geldi. 1070te de Kayseriye ordu gönderdi. Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı.
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmaraya kadar uzanması ve 1071�de Şiî-Fâtımî Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için tehlike arz etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriyede bulunuyordu. Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti. Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir. Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız. Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum.
Romen Diyojen, 13 Mart 1071de İstanbuldan 200 000den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumelide yaşayan İslâm dînini kabul etmemişPeçenekTürklerinden de ücretli asker alarak Anadoluya geçti.
Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu. Sivasa gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü.Ermenilerin askerlerine yağma ettirdi. Sivastan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu. Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi tayin edilecekti. Gerçi Diyojenin plan ve hedefi kafasında çizilmişti. Bu, Türklerin Anadoluya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı. İranın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zaptedecekti. İmparator, yalnız Anadoluyu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil, bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti. Horasan, Rey, Irak-ı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hattâ vaad etmişti. İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu. Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi.
Sivastaki harp meclisinde, yapılacak harekâtın plan ve hedefi hakkında, iki ana teklif ortaya çıktı. Birincisi; Bizans ordusunun en bilgili ve tecrübeli komutanlarından Rumeli ordusu kumandanı General Nikefor Bryennes ile iyi bir stratejist ve tecrübeli bir komutan olan Türk asıllı general Magistors Tarkhal'dan (Jozeph Tarhchaniotes) geldi. Bu iki general, hudut boylarındaki tecrübelerine dayanarak, Türklere karşı çok ihtiyatlı harekâta girişmeyi tavsiye edip, ordunun Erzuruma kadar ilerleyerek, burada Türk Ordusu ebeye zorlayacak ve kışkırtacak bir tertibin alınmasını, bu suretle muharebenin kendi toprakları içinde yapılarak lojistik desteğin kolaylaştırılmasını ve Türklerin istifadesine yarayacak her türlü maddî imkânların tahrip edilmesini teklif ettiler. Bu teklife karşılık, İmparatora hoş görünmek isteyen ikinci teklif sahibi muhalif generaller ise, hedefin daha derin olmasını ve ordunun vakit kaybetmeden Erzuruma varıp, İrana yönelmesini ve Türk ordusu ile nerede rastlanırsa orada, daha ziyade Türk ülkeleri içinde harp edilerek yok edilmesini teklif edip, birincileri korkaklıkla itham ettiler. Bu son teklif, esasen Bizans İmparatorunun planına uygun düştüğünden, ordunun doğuya hareketini emretti.
Bizans ordusunun doğuya hareketini haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Mısır Seferinden vazgeçti. Suriyeden geri dönüşte, önce doğuya yönelerek, gerekli savaş hazırlıklarını yaptı. Bu arada karakulakları (casus) vasıtalarıyla da Bizanslılara, Türklerin Reye çekildiği haberlerini yaymakta idi. Nihayet Diyarbekirden kuzeye yöneldi ve Bizansın beklemediği bir anda, Malazgirtin doğusunda ordugâhını kurup savaş hazırlığına başladı. Alparslan, muharebe azmiyle ordugâh kurarken, önceden, düşmanla dövüşeceğini Bağdattaki Abbasî Halifesine bildirdi. Büyük Sultan, savaş başlamadan evvel, Halife El-Kâim'in (1031-1075) gönderdiği İbnül-Mahlebanı (İbn-i Mühelban), değerli komutanlarından Sav Tiginle birlikte Diyojene elçi gönderdi.
Sultan Alparslanın heyeti, 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans ordugâhında hafife alınıp, hakarete uğradı. Diyojen, heyet başkanına; Kışlamak için İsfahanın mı, yoksa Hemedanın mı daha iyi olduğunu sordu. Sulh teklifini şiddetle reddedip; Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Reyde yapacağım, ordumu İsfahanda kışlatıp, Hemedanda sulayacağım dedi. Heyet başkanı da, Diyojene; Atlarınızın Hemedanda kışlayacaklarından ben de eminim, fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum diyerek, gereken karşılığı verdi.
Sultan Alparslan, muharebe öncesi Halifeden dua talep etti. Abbasî Halifesi, camilerde cuma hutbesinde Alparslan ve ordusunun muzaffer olması için okunacak hutbe metni gönderdi. Muharebe gecesi, Alparslan, ayırdığı bir kuvvetle Bizanslıları, atılan ok ve naralar ile bütün gece tâciz ederek yorgun bir hâle düşürdü. Selçuklular, Bizanslı safında bulunan Türk asıllı birliklerle temas kurdu. Onların, Bizans ordugâhından ayrılarak Selçuklu ordusuna katılmalarını temin etti.
Malazgirt Muharebesinde Bizans ordusunun kumanda kademesi şu şekilde idi: Merkezde Bizans İmparatoru Romen Diyojen olup, yanında hassa ve seçkin birlikler vardı. Sağ kanatta, Anadolu ordusu kumandanı Mikhail Attalicpiates; sol kanatta Rumeli ordusu kumandanı Nikefor Bryennes; ihtiyatta da Andronikos Doucas vazifeliydi. Bizans ordusunun taktiği, Türkleri imha etmekti. Sultan Alparslan kumandasındaki kırk bin kişilik Selçuklu ordusu, yarım hilâl şeklinde tertibat aldı. Hafif süvâri kıtaları, kanatlara yerleştirildi. Ordu merkezi, düşman karşısında birleşmeden yavaş yavaş geri çekilecek ve onu hırpalayacak, at üstünde atan süvariler, düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek, Bizans ordusunu dağıtmaya çalışacaklardı. Taarruza katılan düşman süvarisi ezilerek geri atılacaktı. Bu şekilde ilerleyen düşman ordusu, karargâhından kâfi derecede uzaklaştıktan sonra, baskın kıtaları, düşmanın gerilerine taarruz edecek, asıl ordu da, bir ağırlık teşkil ederek, düşmanın kanatlarından birine taarruzla, onu yıktıktan sonra saldırıyı diğer kanada çevirmek suretiyle sonuca gidilecekti.
Selçuklu Sultanı Alparslan, âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle, muharebeyi Cuma günü yapmayı tercih etti. 26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan, atından inip secdeye vardı; Yâ Rabbî sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Yâ Rabbî niyetim hâlistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret! diye dua etti. Sonra askerlerine dönerek; Burada Allahü teâlâdan başka bir sultan yoktur, emir ve kader Onun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsinizdedi. Askerler coşarak hep bir ağızdan; Asla emrinden ayrılmayacağız karşılığını verdiler. Sonra hepsi ağlayarak helâlleştiler. Sultan, beyazlar giydi. Atının kuyruğunu bağlayıp, eline er silâhı olan gürzü alıp, şöyle hitap etti: Askerlerim! Şehit olursam, bu beyaz elbise, kefenim olsun. O zaman rûhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşahı tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız. Zaferi kazanırsak, istikbal bizimdir. Bu nutku, hitabet sanatının ve muharebe öncesi psikolojik şartların, bütün inceliklerine sâhipti. Askerler coşup, şevke geldi.
Cuma namazından sonra başlayan muharebede Sultan Alparslan, fevkalade bir muharebe taktiği uyguladı. Bozkır çevirme hareketiyle, Türk ordusu hilâl şeklinde yayıldı. Muharebenin başlamasından iki saat sonra, Peçenek ve Uz Türkleri, Bizanslılardan ayrılıp, millî bir his ile, Müslüman Selçuklu Sultanına tâbi oldular.
Mezhep baskısı sebebiyle Bizanslılara kırgın ve kızgın bulunan Ermeni kuvvetleri de, muharebe meydanını terk etti. Bu hadiseler, Bizanslılarda manevî bozguna yol açtı. Bizans ordusunda Türklerin ok, gürz ve kılıcından kurtulanların, akşam teslim olmaya can attıkları görüldü. Cengâverliğine rağmen hiçbir şey yapamayan mağrur Bizans İmparatoru Diyojen, yaralı halde bütün mâiyeti ile birlikte esir edildi.
Malazgirt meydanındaki mücadeleden yenik çıkan İmparator, Sultanın huzuruna getirildiğinde, utancından başını kaldıramıyordu. Sultan Alparslan, onu nezaketle kabul edip oturttu, gönlünü aldı. Diyojen, muharebe öncesi, muazzam ordusunun Türkleri muhakkak yeneceğine inandığını itiraf etti. Sultan Alparslan; Eğer zafer sizin olsaydı, bana ne yapardın? diye sordu. Diyojen, öldürteceğini açıklayamadı. Kamçılardım cevabını verdi. Alparslan; Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz? diye sordu. Ya öldürtürsünüz, yahut İslâm memleketlerinde bir esir gibi dolaştırır, süründürürsünüz. Belki de... Fakat onu düşünmek bile istemiyorum; mümkün görmüyorum, ama... Belki de, affedersiniz!dedi. Alparslan, yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi. Bizans İmparatorunu affetti. Ağır şartlarla antlaşma imzaladı. Fakat Romen Diyojen, dönüşünde Bizanslılar tarafından, Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü. Yeni Bizans İmparatoru Yedinci Mihail, Diyojenin Türklerle yaptığı anlaşmayı kabul etmedi.
Kazanılan büyük zaferden dolayı Abbasî Halifesi, Sultana tebrik ve teşekkür mektupları gönderdi. Birçok İslâm şairi, Alparslanı öven kasideler yazdılar.
Türklerin yeni yurt edinmesini sağlayan Malazgirt Zaferinden sonra, on beş yıl içinde, Anadolu ele geçirildi. Bu zaferle, Anadolunun tapusu, Türklerin eline geçti. Bu bakımdan, Malazgirt Zaferi, Türk ve dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu.
Anadoluya, burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile diğer yerleştirildi. Bozkır kültüründen, İslâm medeniyeti dairesine bütünüyle giren Türklerin dünya görüşü daha da gelişti. Doğudan gelen göçebe Türkler, Anadoluda yerleşik medeniyete geçirildi. Şehirler kurup geliştirerek kültür, sanat, sosyal müesseseler tesis edildi. Kıymetli mîmarî eserlerle, bu yerleşim merkezleri süslendi
(Malazgirt Zaferi)
Türklere Anadoluyu kazandıran, Selçuklu-Bizans Savaşı. Büyük Selçuklu Devleti Sultanı Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen kuvvetleri arasında, 26 Ağustos 1071 tarihinde, Doğu Anadoluda Malazgirt Ovasında meydana geldi. Bu muharebe, dinî, millî, siyasî, askerî neticeleri ve Türk-İslâm tarihinin en büyük zaferlerinden biri olması bakımından önemlidir.
Selçuklu Türkleri, Malazgirt Meydan Muharebesinden yıllar önce, Anadolu içlerine gazâ akınları tertip ettiler. Bu akınlarda, Anadolunun, Türklerin yerleşmesine müsait coğrafî hususiyet ve zenginliklere sahip olduğu tespit edildi. Selçuklu Türklerinin Anadoluya akınları, Bizans Devletini telaşlandırdı. Akıncıların bu gazâlarında, Anadolu ahalisine terör ve tahribattan ziyade adaletle muamelesi, zalimleri ortadan kaldırmaları, can, mal, ırz emniyetini sağlamaları, bölge halkının Selçuklu idaresini gönülden tercih etmelerine yol açtı. Doğu hududundaki hadiseleri dikkatle takip eden Bizanslı idareciler; ülkelerinin bütünlüğü ve devletin bekası için tedbir almaya başladılar. Bizansın ancak meşhur tarihi entrikalarla yüzyıllardan beri Anadoluda hakimiyetini koruyabilmesi, zulme varan sıkı tedbirleri, halka kötü muamelesi, yerli ahalinin Türklerin idaresini tercih etmelerini daha da kolaylaştırdı.
Bizans İmparatoru Romanos Diogenes (Romen Diyojen) iyi bir cengâverdi. Fakat hanedan mensubu değildi. Askerlik bilgisi, tecrübe ve cesareti, dul Bizans İmparatoriçesi Eudoxienin dikkatini çektiğinden, diğer aday ve teklifleri reddederek, 1068de Diyojeni tercih etmesine sebep oldu. Hanedan dışından bir şahsın Bizans İmparatorluğuna getirilmesi üzerine asiller, iktidara karşı cephe aldılar. Ülke içindeki muhalefeti tasfiye etmekle meşgul olan Diyojen, zekâ ve tecrübesine inandığı şahısları devlet kadrolarında vazifelendirip, Bizansın doğu hududundaki hadiseleri de dikkatle takip ettirdi. Ani ve Karsı zaptederek Aninin askerî mevkilerini tahrip eden Selçuklulara karşı, tahta çıkışından, 1071 yılına kadar her yıl sefere çıktı. 1068de Pozantıya, 1069da Paluya kadar geldi. 1070te de Kayseriye ordu gönderdi. Bu seferlerle, Bizans ordusunun muharebe kabiliyeti ve tecrübesi arttırılıp, disiplinli olması sağlandı.
Selçuklu akınlarının Ege Denizine, Marmaraya kadar uzanması ve 1071�de Şiî-Fâtımî Devletinin, İslâm ülkeleri ve Abbasî Halifeliği için tehlike arz etmesi üzerine, Mısır Seferine çıkan Selçuklu Sultanı, Suriyede bulunuyordu. Türklerin Suriye topraklarındaki harekâtını haber alan Bizans İmparatoru Diyojen, doğuya hareket etti. Hareketinden önce verdiği nutukta azmini şöyle belirtiyordu: Doğu hudutlarımızda büyük bir İslâm tehlikesi belirmiştir. Bu tehlikeyi büyümeden ortadan kaldırmalıyız. Ordunun başında; bu tehlikeyi kesin olarak kaldırmaya gidiyorum.
Romen Diyojen, 13 Mart 1071de İstanbuldan 200 000den ziyade Frank, Norman, Slav, Gürcü, Abaza, Ermeni ve Rumelide yaşayan İslâm dînini kabul etmemişPeçenekTürklerinden de ücretli asker alarak Anadoluya geçti.
Bütün kaynaklarını seferber ederek hazırladığı ordusuna güvenen Diyojen, Bizanslılara büyük zaferle dönmeyi vaad ediyordu. Sivasa gelen Diyojen, bu bölgedeki Ermeni Prensleri ile ahalisini, toptan öldürttü.Ermenilerin askerlerine yağma ettirdi. Sivastan hareket etmeden önce, generalleri ile harp meclisi kurdu. Bu harp meclisinde, muharebenin, alınacak karar, plan ve hedefi tayin edilecekti. Gerçi Diyojenin plan ve hedefi kafasında çizilmişti. Bu, Türklerin Anadoluya bir daha akın yapmamalarını sağlayacak bir plandı. İranın içlerine ilerleyecek, Türkleri daha da doğuya sürecek, başşehirlerini zaptedecekti. İmparator, yalnız Anadoluyu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil, bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti. Horasan, Rey, Irak-ı Acem ve Arap, Suriye valiliklerini komutanlarına vermeyi tasarlamış ve hattâ vaad etmişti. İstilâ edeceği İslâm ülkelerindeki camilerin yerine kiliseler açmayı ve bu suretle İslâm dinini ortadan kaldırmayı da aklına koymuştu. Harp meclisinde, generallerden, takip edilmesini lüzumlu gördükleri tekliflerin, ortaya konmasını istedi.
Sivastaki harp meclisinde, yapılacak harekâtın plan ve hedefi hakkında, iki ana teklif ortaya çıktı. Birincisi; Bizans ordusunun en bilgili ve tecrübeli komutanlarından Rumeli ordusu kumandanı General Nikefor Bryennes ile iyi bir stratejist ve tecrübeli bir komutan olan Türk asıllı general Magistors Tarkhal'dan (Jozeph Tarhchaniotes) geldi. Bu iki general, hudut boylarındaki tecrübelerine dayanarak, Türklere karşı çok ihtiyatlı harekâta girişmeyi tavsiye edip, ordunun Erzuruma kadar ilerleyerek, burada Türk Ordusu ebeye zorlayacak ve kışkırtacak bir tertibin alınmasını, bu suretle muharebenin kendi toprakları içinde yapılarak lojistik desteğin kolaylaştırılmasını ve Türklerin istifadesine yarayacak her türlü maddî imkânların tahrip edilmesini teklif ettiler. Bu teklife karşılık, İmparatora hoş görünmek isteyen ikinci teklif sahibi muhalif generaller ise, hedefin daha derin olmasını ve ordunun vakit kaybetmeden Erzuruma varıp, İrana yönelmesini ve Türk ordusu ile nerede rastlanırsa orada, daha ziyade Türk ülkeleri içinde harp edilerek yok edilmesini teklif edip, birincileri korkaklıkla itham ettiler. Bu son teklif, esasen Bizans İmparatorunun planına uygun düştüğünden, ordunun doğuya hareketini emretti.
Bizans ordusunun doğuya hareketini haber alan Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan, Mısır Seferinden vazgeçti. Suriyeden geri dönüşte, önce doğuya yönelerek, gerekli savaş hazırlıklarını yaptı. Bu arada karakulakları (casus) vasıtalarıyla da Bizanslılara, Türklerin Reye çekildiği haberlerini yaymakta idi. Nihayet Diyarbekirden kuzeye yöneldi ve Bizansın beklemediği bir anda, Malazgirtin doğusunda ordugâhını kurup savaş hazırlığına başladı. Alparslan, muharebe azmiyle ordugâh kurarken, önceden, düşmanla dövüşeceğini Bağdattaki Abbasî Halifesine bildirdi. Büyük Sultan, savaş başlamadan evvel, Halife El-Kâim'in (1031-1075) gönderdiği İbnül-Mahlebanı (İbn-i Mühelban), değerli komutanlarından Sav Tiginle birlikte Diyojene elçi gönderdi.
Sultan Alparslanın heyeti, 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans ordugâhında hafife alınıp, hakarete uğradı. Diyojen, heyet başkanına; Kışlamak için İsfahanın mı, yoksa Hemedanın mı daha iyi olduğunu sordu. Sulh teklifini şiddetle reddedip; Sultânınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Reyde yapacağım, ordumu İsfahanda kışlatıp, Hemedanda sulayacağım dedi. Heyet başkanı da, Diyojene; Atlarınızın Hemedanda kışlayacaklarından ben de eminim, fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum diyerek, gereken karşılığı verdi.
Sultan Alparslan, muharebe öncesi Halifeden dua talep etti. Abbasî Halifesi, camilerde cuma hutbesinde Alparslan ve ordusunun muzaffer olması için okunacak hutbe metni gönderdi. Muharebe gecesi, Alparslan, ayırdığı bir kuvvetle Bizanslıları, atılan ok ve naralar ile bütün gece tâciz ederek yorgun bir hâle düşürdü. Selçuklular, Bizanslı safında bulunan Türk asıllı birliklerle temas kurdu. Onların, Bizans ordugâhından ayrılarak Selçuklu ordusuna katılmalarını temin etti.
Malazgirt Muharebesinde Bizans ordusunun kumanda kademesi şu şekilde idi: Merkezde Bizans İmparatoru Romen Diyojen olup, yanında hassa ve seçkin birlikler vardı. Sağ kanatta, Anadolu ordusu kumandanı Mikhail Attalicpiates; sol kanatta Rumeli ordusu kumandanı Nikefor Bryennes; ihtiyatta da Andronikos Doucas vazifeliydi. Bizans ordusunun taktiği, Türkleri imha etmekti. Sultan Alparslan kumandasındaki kırk bin kişilik Selçuklu ordusu, yarım hilâl şeklinde tertibat aldı. Hafif süvâri kıtaları, kanatlara yerleştirildi. Ordu merkezi, düşman karşısında birleşmeden yavaş yavaş geri çekilecek ve onu hırpalayacak, at üstünde atan süvariler, düşmanın yan ve gerilerine taarruz ederek, Bizans ordusunu dağıtmaya çalışacaklardı. Taarruza katılan düşman süvarisi ezilerek geri atılacaktı. Bu şekilde ilerleyen düşman ordusu, karargâhından kâfi derecede uzaklaştıktan sonra, baskın kıtaları, düşmanın gerilerine taarruz edecek, asıl ordu da, bir ağırlık teşkil ederek, düşmanın kanatlarından birine taarruzla, onu yıktıktan sonra saldırıyı diğer kanada çevirmek suretiyle sonuca gidilecekti.
Selçuklu Sultanı Alparslan, âlim ve devlet adamlarının tavsiyesiyle, muharebeyi Cuma günü yapmayı tercih etti. 26 Ağustos Cuma günü askerlerini toplayan Alparslan, atından inip secdeye vardı; Yâ Rabbî sana tevekkül ediyor, azametin karşısında yüzümü yere sürüyor ve senin uğrunda cihad ediyorum. Yâ Rabbî niyetim hâlistir. Bana yardım et; sözlerimde hilaf varsa beni kahret! diye dua etti. Sonra askerlerine dönerek; Burada Allahü teâlâdan başka bir sultan yoktur, emir ve kader Onun elindedir. Bu sebeple benimle birlikte cihad etmekte veya benden ayrılmakta serbestsinizdedi. Askerler coşarak hep bir ağızdan; Asla emrinden ayrılmayacağız karşılığını verdiler. Sonra hepsi ağlayarak helâlleştiler. Sultan, beyazlar giydi. Atının kuyruğunu bağlayıp, eline er silâhı olan gürzü alıp, şöyle hitap etti: Askerlerim! Şehit olursam, bu beyaz elbise, kefenim olsun. O zaman rûhum göklere çıkacaktır. Benden sonra oğlum Melikşahı tahta çıkarınız ve ona bağlı kalınız. Zaferi kazanırsak, istikbal bizimdir. Bu nutku, hitabet sanatının ve muharebe öncesi psikolojik şartların, bütün inceliklerine sâhipti. Askerler coşup, şevke geldi.
Cuma namazından sonra başlayan muharebede Sultan Alparslan, fevkalade bir muharebe taktiği uyguladı. Bozkır çevirme hareketiyle, Türk ordusu hilâl şeklinde yayıldı. Muharebenin başlamasından iki saat sonra, Peçenek ve Uz Türkleri, Bizanslılardan ayrılıp, millî bir his ile, Müslüman Selçuklu Sultanına tâbi oldular.
Mezhep baskısı sebebiyle Bizanslılara kırgın ve kızgın bulunan Ermeni kuvvetleri de, muharebe meydanını terk etti. Bu hadiseler, Bizanslılarda manevî bozguna yol açtı. Bizans ordusunda Türklerin ok, gürz ve kılıcından kurtulanların, akşam teslim olmaya can attıkları görüldü. Cengâverliğine rağmen hiçbir şey yapamayan mağrur Bizans İmparatoru Diyojen, yaralı halde bütün mâiyeti ile birlikte esir edildi.
Malazgirt meydanındaki mücadeleden yenik çıkan İmparator, Sultanın huzuruna getirildiğinde, utancından başını kaldıramıyordu. Sultan Alparslan, onu nezaketle kabul edip oturttu, gönlünü aldı. Diyojen, muharebe öncesi, muazzam ordusunun Türkleri muhakkak yeneceğine inandığını itiraf etti. Sultan Alparslan; Eğer zafer sizin olsaydı, bana ne yapardın? diye sordu. Diyojen, öldürteceğini açıklayamadı. Kamçılardım cevabını verdi. Alparslan; Benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz? diye sordu. Ya öldürtürsünüz, yahut İslâm memleketlerinde bir esir gibi dolaştırır, süründürürsünüz. Belki de... Fakat onu düşünmek bile istemiyorum; mümkün görmüyorum, ama... Belki de, affedersiniz!dedi. Alparslan, yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi. Bizans İmparatorunu affetti. Ağır şartlarla antlaşma imzaladı. Fakat Romen Diyojen, dönüşünde Bizanslılar tarafından, Türklerden görmediği hakaretlere uğrayıp öldürüldü. Yeni Bizans İmparatoru Yedinci Mihail, Diyojenin Türklerle yaptığı anlaşmayı kabul etmedi.
Kazanılan büyük zaferden dolayı Abbasî Halifesi, Sultana tebrik ve teşekkür mektupları gönderdi. Birçok İslâm şairi, Alparslanı öven kasideler yazdılar.
Türklerin yeni yurt edinmesini sağlayan Malazgirt Zaferinden sonra, on beş yıl içinde, Anadolu ele geçirildi. Bu zaferle, Anadolunun tapusu, Türklerin eline geçti. Bu bakımdan, Malazgirt Zaferi, Türk ve dünya tarihinde bir dönüm noktası oldu.
Anadoluya, burayı vatan edinen Selçuklu Türkleri ile diğer yerleştirildi. Bozkır kültüründen, İslâm medeniyeti dairesine bütünüyle giren Türklerin dünya görüşü daha da gelişti. Doğudan gelen göçebe Türkler, Anadoluda yerleşik medeniyete geçirildi. Şehirler kurup geliştirerek kültür, sanat, sosyal müesseseler tesis edildi. Kıymetli mîmarî eserlerle, bu yerleşim merkezleri süslendi
18 Ağustos 2011 Perşembe
' Yavuzlar Ölmez ' Kara Harekatı Başladı
Türkiye terör bataklığını kurutmaya çalışırken acı haber önceki gün Hakkari'nin Çukurca ilçesinden geldi. Hain emellerini gerçekleştirmek için pusu kuran PKK'lı teröristler, 8 asker ve 1 köy korucusunu şehit etti. Kalleş saldırı Türkiye'nin yüreğini delerken Başbakan Tayyip Erdoğan "Sözün bittiği yerdeyiz" dedi. Ve işte bu sözden saatler sonra terör yuvası olan Kuzey Irak'a hava harekatı düzenledi. Diyarbakır 2. Hava Kuvvet Komutanlığı'na bağlı 181. Pars Filosu, Çukurca'da şehit düşen Binbaşı Yavuz Başayar'ın anısına havalandı. Önceki gün saat 20.30 sıralarında başlayan operasyonda pilotlara "Yavuzlar ölmez" parolası verildi.
KOMANDOLAR SINIR ÖTESİNDE
Harekatın detaylarıyla ilgili açıklama ise Genelkurmay'dan geldi. Genelkurmay, toplam 228 hedefin vurulduğunu duyurdu. Açıklamada "Hava harekatında 60 hedef vurulurken, 168 hedef de topçu birliklerince imha edildi. Türkiye'yi saldırı üssü olarak kullanan bölücü terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele kararlılıkla sürdürülecektir" denildi. Türkiye, PKK'ya havadan bomba yağdırırken kara birlikleri de sınırın öte yakasına geçti. Özel eğitimli komando birlikleri karadan sınırı aştı. 20 kilometre içeri giren komandolar, terör yuvalarını tek tek taradı. Uluslararası haber ajansları da komandoların kara harekatına başladığını öne sürdü.
ŞÜPHELİ HEDEFLERİ VURUN
Bu arada sınır ötesi operasyon ilk olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in bir araya geldiği 4 Ağustos'taki Güvenlik Zirvesi'nde masaya yatırıldı. Hava harekatının önümüzdeki günlerde de devam edeceği öğrenildi. Kuzey Irak'a hava harekatı düzenleyen TSK, sınır birliklerine de ateş inisiyatifi tanıdı. Başta Hakkari, Tunceli ve Diyarbakır olmak üzere terörle mücadele eden birliklere "Şüpheli görülen hedefleri vurun" emri verildi. Daha önce askerler, terör örgütü tarafından ateş açılmadığı sürece silah kullanmıyordu. Genelkurmay, Hakkari'deki saldırının ardından sınır birliklerindeki önlemlerini de artırdı. Terörle mücadele görev alan personelin izinleri kaldırıldı. Jandarma Özel Harekat (JÖH) birliklerinde görev yapan ve yıllık izinde bulunan personele "Dönün" emri verildi. Sınır birliklerine de Özel Harekat birliklerinden takviye yapıldığı öğrenildi.
KANDİL'LE KALMAYACAK
Türkiye sınır ötesinde olduğu kadar sınır içinde de operasyonlarını arttıracak. Hükümet, teröristle birebir savaşması için Özel Harekatçılar'ı dağa gönderecek. İlk etapta bin 500'e yakın Özel Harekatçı, bölgede askerlerle birlikte operasyon yapacak. Özel Harekatçı'ların sayıları arttıkça, içerideki operasyonlar tamamen onlara bırakılacak. Özel Harekatçılar, terörist sızmaların yoğun yaşanabileceği bölgelerde görev yapacak. Bu kapsamda sınır içinde Dağlıca, Aktütün, Şemdinli ve Mezargediği bölgelerinde operasyonlar yoğunlaştırılacak. Öte yandan önceki gece başlayan sınır ötesi hava harekatı dün gün boyunca ve gece devam etti. Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı'na bağlı 8. Ana Jet Üssü'nden havalanan savaş uçakları, PKK kamplarını bombaladı.
TOP ATIŞI DEVAM ETTİ
Uçaklar daha sonra tekrar Şemdinli semalarından geçerek Diyarbakır'a yöneldi. Türk savaş uçakları, Irak'ın kuzeyini bombalarken sınır hattındaki kamplar da top ve obüslerle ateş altına alındı. Terör örgütü PKK'nın Balkayalar ile Hakurk'ta bulunan unsurları, Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik Taburu'ndan top atışına tutuldu.
* Türk savaş uçakları, Kandil, Hakurk, Metina, Avaşin, Zap ve Haftanin kamplarına bomba yağdırdı. Uçaklar, TÜBİTAK tarafından hazırlanan lazer güdümlü bombaları, terör yuvalarına fırlattı. Operasyon, Ankara'dan an be an takip edildi.
KOMANDOLAR SINIR ÖTESİNDE
Harekatın detaylarıyla ilgili açıklama ise Genelkurmay'dan geldi. Genelkurmay, toplam 228 hedefin vurulduğunu duyurdu. Açıklamada "Hava harekatında 60 hedef vurulurken, 168 hedef de topçu birliklerince imha edildi. Türkiye'yi saldırı üssü olarak kullanan bölücü terör örgütü etkisiz hale getirilinceye kadar mücadele kararlılıkla sürdürülecektir" denildi. Türkiye, PKK'ya havadan bomba yağdırırken kara birlikleri de sınırın öte yakasına geçti. Özel eğitimli komando birlikleri karadan sınırı aştı. 20 kilometre içeri giren komandolar, terör yuvalarını tek tek taradı. Uluslararası haber ajansları da komandoların kara harekatına başladığını öne sürdü.
ŞÜPHELİ HEDEFLERİ VURUN
Bu arada sınır ötesi operasyon ilk olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'in bir araya geldiği 4 Ağustos'taki Güvenlik Zirvesi'nde masaya yatırıldı. Hava harekatının önümüzdeki günlerde de devam edeceği öğrenildi. Kuzey Irak'a hava harekatı düzenleyen TSK, sınır birliklerine de ateş inisiyatifi tanıdı. Başta Hakkari, Tunceli ve Diyarbakır olmak üzere terörle mücadele eden birliklere "Şüpheli görülen hedefleri vurun" emri verildi. Daha önce askerler, terör örgütü tarafından ateş açılmadığı sürece silah kullanmıyordu. Genelkurmay, Hakkari'deki saldırının ardından sınır birliklerindeki önlemlerini de artırdı. Terörle mücadele görev alan personelin izinleri kaldırıldı. Jandarma Özel Harekat (JÖH) birliklerinde görev yapan ve yıllık izinde bulunan personele "Dönün" emri verildi. Sınır birliklerine de Özel Harekat birliklerinden takviye yapıldığı öğrenildi.
KANDİL'LE KALMAYACAK
Türkiye sınır ötesinde olduğu kadar sınır içinde de operasyonlarını arttıracak. Hükümet, teröristle birebir savaşması için Özel Harekatçılar'ı dağa gönderecek. İlk etapta bin 500'e yakın Özel Harekatçı, bölgede askerlerle birlikte operasyon yapacak. Özel Harekatçı'ların sayıları arttıkça, içerideki operasyonlar tamamen onlara bırakılacak. Özel Harekatçılar, terörist sızmaların yoğun yaşanabileceği bölgelerde görev yapacak. Bu kapsamda sınır içinde Dağlıca, Aktütün, Şemdinli ve Mezargediği bölgelerinde operasyonlar yoğunlaştırılacak. Öte yandan önceki gece başlayan sınır ötesi hava harekatı dün gün boyunca ve gece devam etti. Diyarbakır 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanlığı'na bağlı 8. Ana Jet Üssü'nden havalanan savaş uçakları, PKK kamplarını bombaladı.
TOP ATIŞI DEVAM ETTİ
Uçaklar daha sonra tekrar Şemdinli semalarından geçerek Diyarbakır'a yöneldi. Türk savaş uçakları, Irak'ın kuzeyini bombalarken sınır hattındaki kamplar da top ve obüslerle ateş altına alındı. Terör örgütü PKK'nın Balkayalar ile Hakurk'ta bulunan unsurları, Hakkari'nin Şemdinli ilçesine bağlı Derecik Taburu'ndan top atışına tutuldu.
* Türk savaş uçakları, Kandil, Hakurk, Metina, Avaşin, Zap ve Haftanin kamplarına bomba yağdırdı. Uçaklar, TÜBİTAK tarafından hazırlanan lazer güdümlü bombaları, terör yuvalarına fırlattı. Operasyon, Ankara'dan an be an takip edildi.
17 Ağustos 2011 Çarşamba
İlk Taarruz Helikopterimiz Gökte
TUSAŞ'tan yapılan yazılı açıklamada, T129 ''P6'' prototipinin ilk uçuşunun, TUSAŞ test pilotları tarafından, TUSAŞ'ın Akıncı'daki tesislerinde planlanan zamanında ve başarıyla gerçekleştirildiği belirtildi.
Sabah saat 05.30'da havalanan helikopter, 90 dakika havada kalarak gerekli tüm testleri başarıyla tamamladı.
TUSAŞ Test Pilotları Adnan Meral ile Gökhan Korkmaztürk, testten sonra, ''Çok başarılı bir test uçuşu gerçekleştirdik'' tespitinde bulundular.
ATAK Helikopter Programı, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri ihtiyacını yüksek teknolojiye sahip özgün aviyonik ekipmanların da entegre edileceği T129 helikopterleri ile karşılamak için başlatıldı. Program kapsamında, T129 helikopteri, kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda özgünleştirilip üretilecek.
TUSAŞ'ta üretimi tamamlanan P6 prototipinin ilk uçuşu, ATAK Programı'nın önemli mihenk taşları arasında yer alıyor. TUSAŞ'ta üretilecek olan üç adet prototipin ilki olan P6 prototipi TUSAŞ'ın ulaştığı teknolojik seviyeyi göstermek açısından önem taşıyor.
TUSAŞ'ta, bin 500'ü mühendis olmak üzere yaklaşık 4 bin deneyimli personel çalışıyor.
Sabah saat 05.30'da havalanan helikopter, 90 dakika havada kalarak gerekli tüm testleri başarıyla tamamladı.
TUSAŞ Test Pilotları Adnan Meral ile Gökhan Korkmaztürk, testten sonra, ''Çok başarılı bir test uçuşu gerçekleştirdik'' tespitinde bulundular.
ATAK Helikopter Programı, Türk Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın Taarruz/Taktik Keşif Helikopteri ihtiyacını yüksek teknolojiye sahip özgün aviyonik ekipmanların da entegre edileceği T129 helikopterleri ile karşılamak için başlatıldı. Program kapsamında, T129 helikopteri, kullanıcı ihtiyaçları doğrultusunda özgünleştirilip üretilecek.
TUSAŞ'ta üretimi tamamlanan P6 prototipinin ilk uçuşu, ATAK Programı'nın önemli mihenk taşları arasında yer alıyor. TUSAŞ'ta üretilecek olan üç adet prototipin ilki olan P6 prototipi TUSAŞ'ın ulaştığı teknolojik seviyeyi göstermek açısından önem taşıyor.
TUSAŞ'ta, bin 500'ü mühendis olmak üzere yaklaşık 4 bin deneyimli personel çalışıyor.
11 Ağustos 2011 Perşembe
Bilgisayarınızda Programsız İstediğiniz Siteyi Engelleyin
Tüm windows işletim sistemlerinde bir hosts dosyası bulunmaktadır.
Değişik işletim sistemlerine göre bu dosyayı aşağıdaki dizinlerde bulabilirsiniz.
Windows 7 = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows Vista = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows XP = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows 2K = C:\WINNT\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Win 98/ME = C:\WINDOWS
Bulduğunuz hosts dosyasını not defeteri ile açın lütfen. (Eğer host dosyasını bulamıyorsanız Türkçe çevirisini yakın zamanda tamamladığımız ve sizlerede tanıtacağımız ücretsiz winpatrol programını kullanarak Ayarlar -> Host Dosyasını göster bu dosyaya ulaşabilirsiniz.)
Bu dosyanın en alt satırında
127.0.0.1 localhost
şeklinde bir metin göreceksiniz.
Şimdi diyelimki engellemek istediğimiz site www.youtube.com o zaman bu host dosyasına “127.0.0.1 localhost” satırının hemen altına
127.0.0.1 www.youtube.com
127.0.0.1 youtube.com
bu satırları ekleyip dosyayı bu şekilde kaydedeceğiz.
Evet artık sisteminizde bulunan hiçbir tarayıcı ile bu siteye girilemez, hemen deneyin ya da denemeniz sonuç vermezse işletim sisteminizi yeniden başlattıktan sonra deneyin.
Değişik işletim sistemlerine göre bu dosyayı aşağıdaki dizinlerde bulabilirsiniz.
Windows 7 = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows Vista = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows XP = C:\WINDOWS\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Windows 2K = C:\WINNT\SYSTEM32\DRIVERS\ETC
Win 98/ME = C:\WINDOWS
Bulduğunuz hosts dosyasını not defeteri ile açın lütfen. (Eğer host dosyasını bulamıyorsanız Türkçe çevirisini yakın zamanda tamamladığımız ve sizlerede tanıtacağımız ücretsiz winpatrol programını kullanarak Ayarlar -> Host Dosyasını göster bu dosyaya ulaşabilirsiniz.)
Bu dosyanın en alt satırında
127.0.0.1 localhost
şeklinde bir metin göreceksiniz.
Şimdi diyelimki engellemek istediğimiz site www.youtube.com o zaman bu host dosyasına “127.0.0.1 localhost” satırının hemen altına
127.0.0.1 www.youtube.com
127.0.0.1 youtube.com
bu satırları ekleyip dosyayı bu şekilde kaydedeceğiz.
Evet artık sisteminizde bulunan hiçbir tarayıcı ile bu siteye girilemez, hemen deneyin ya da denemeniz sonuç vermezse işletim sisteminizi yeniden başlattıktan sonra deneyin.
3 Ağustos 2011 Çarşamba
Googlede Aradığınız Herşeyi Bulun.(Pitbull Team Farkıyla)
Bu yazıda, Google’ın marifetlerini daha iyi anlayabileceğiniz arama tekniklerine göz atacağız.
filetype:
Dosya uzantılarına göre arama yapabileceğiniz bu komutla, arama kriterinizi içeren bilgilere ait dökümanlara ulaşabilirsiniz. Örneğin [filetype: pdf “MacOS X”] yazdığınızda, MacOS X kelimesinin geçtiği 11.700 adet .pdf dosyasına ulaşabiliyoruz. Bulduğunuz belgeleri indirmeden önce “HTML olarak görüntüle” linkine tıklayarak, içeriğine gözatabilirsiniz. Filetype operatörünün diğer alternatifi de ext: operatörüdür (extension) ve aynı mantıkla çalışır.
allintitle:
Bu komut, arama kriterinizde yer alan kelimelerin tamamının, internet tarayıcısının başlık çubuğunda yer almasını şart koşar. Örnek verecek olursak, [allintitle:”Flash Movies”] şeklindeki arama kriterinin sonucu olarak, web sayfasının title bilgisi üzerinde Flash Movies kelimeleri geçen sayfalar listelenecektir.
intitle:
“allintitle” komutundan farklı olarak, ilk arama kriterini başlık satırında arar, diğer kelimeleri ise metin içerisinde kontrol edilir.
allinurl:
Bu operatör, arama kriterine ait kelimeleri internet adres satırındaki (url) kelimeler içerisinde arar.
inurl:
İlk arama kriterini adres satırında arar.
cache:
Listelenen web sayfalarına ait sunuculara ulaşılamadığı durumlarda, cache operatörünü kullanarak, ilgili sayfaya Google”ın daha önce indekslediği bilgiler üzerinden ulaşabilirsiniz.
site:
Bu operatörü kullanarak, herhangi bir web sitesi içerisinde arama yapabilirsiniz. Örneğin [site:www.pcgazete.com Adobe] kriterini girdiğinizde, PcGazete web sitesi içerisinde “Adobe” kelimesi geçen sayfalara ulaşabilirsiniz.
Link:
Bu komutu kullanarak herhangi bir web sitesine hangi sayfalardan link verildiğini öğrenebilirsiniz.
Bu operatörler tek başlarına kullanılabildiği gibi, birarada da kullanılabilmektedir. Örnek vermek gerekirse:
[intitle:Fiyat Listesi filetype: pdf]
[intitleVD Video filetype: pdf]
[intitle:mp3 “eye of the tiger”]
[site:edu intitle:science]
Google Hack
İnterneti didik didik ederek indeksleme yapan binlerce Bot”a (crawler) sahip olan Google, web sunucularında yer alan tüm verilere rahatlıkla ulaşma imkanı vermektedir. Öyle ki, web sitesi yöneticilerinin tedbirsizliğini hesaba katan kötü niyetli Hacker”lar, doğru arama komutları ve karmaşık arama kriterleri ile bu tedbirsizliği suistimal edebilmekte ve gizli saklı birçok dosyaya ulaşabilmektedir.
Şimdi en çok kullanılan yöntemleri örneklerle irdeleyelim.
Filetype opöretörünün kullanılması
Oldukça masum görünen bu arama şekli, Hacker”lar tarafından bakın nasıl suistimal ediliyor:
Şirket içerisinde kalmak şartı ile hazırlanan birçok sunum dosyası bildiğiniz gibi PowerPoint belgesi (.ppt veya .pps) olarak hazırlanır. Eğer bu dosyalar bilinçsiz ve tedbirsizce web sunucusunda tutulursa, birkaç değişik arama kriteri ile rahatlıkla arama sonuçlarında listelenebiliyor. Bu dosyaların “gizli” (confidential) ismini taşıdığını varsayarsak, arama kriterini de [filetype: ppt confidential] olarak girdiğimizde yaklaşık 30.000 adet dosyaya ulaşabiliyoruz. Elbette bulunan tüm sayfalar gizli belgeler niteliği taşımıyor, ancak birçok şirketin sadece kurum içerisinde kalmak şartı ile hazırladığı dosyalar da arama listesinde yer alabilmektedir.
index of / :
Dosya dizinlerine ulaşmak için kullanılan bu komutu arama kriteri olarak girdiğimizde, 38 milyon”un üzerinde linkle karşılaşıyoruz. Kriteri özelleştirerek, örneğin [“index of / +mp3] olarak girdiğimizde, 800 bin”den fazla linke ulaşabiliyoruz. Web sunucuları üzerinde bilinçsizce saklanan bu mp3 dosyalarına dışarıdan ulaşmak mümkün olduğu gibi, bu dikkatsizliğin lisans ihlali gibi hukuki boyutları da gözardı edilmiş olmaktadır. Elbette Hacker’lar mp3 gibi masum bir arama kriteri ile ilgilenmiyor. Web sitelerindeki açıkları bulmayı hedefleyen Hacker’ların en çok kullandıkları komutları,
[Index of / admin]
[Index of / passwd]
[Index of / password]
[Index of / mail]
[“Index of / “ +passwd]
[“Index of / “ +password.txt]
[“Index of / “ +.htaccess]
[“Index of /secret
[“Index of /confidential
[“Index of / root
[“Index of / cgi-bin
[“Index of / credit-card
[“Index of / logs
[“Index of / config
[intitle:”index of” user_carts OR user_cart]
[allintitle: sensitive filetype:doc]
[allintitle: restricted filetype :mail]
[allintitle: restricted filetype:doc site:gov]
şeklinde sıralayabiliriz.
Online Web Kameralarının tespiti
Evet yanlış okumadınız, Google ile internet üzerinden yayın yapan online web kameralarını tespit etmek de oldukça kolay. Örnek vermek gerekirse, XPWebcam yazılımı üzerinden yayın yapan web kameralarına ulaşmak için [intitle:”my webcamXP Server”] kriterinin girilmesi yeterli oluyor. Bu örnekte olduğu gibi, değişik web kamerası modellerinin kriter olarak girilmesi ile birçok online web kamerasına ulaşmak mümkün. Bu yüzden, evinizin veya ofisinizin mahremiyetini güvence altına almak için, erişimi mutlaka şifrelendirmeniz gerekmektedir.
Bunlar gibi birçok arama kriterini, değişik operatörleri birbirleriyle ilişkilendirerek karmaşık bir şekilde kullanan Hacker’lardan korunmak için, öncelikle sunucularınızda erişilmesini istemediğiniz dosyaları bulundurmamanız gerekiyor. Ancak silinmesi mümkün olmayan dizin ve dosyalara erişimi önlemek için fazladan çaba gösterilmesi gerekebilir. Arama motorları sunucuyu tararken öncelikle kök dizinini inceleyerek, indekslememesi gereken dizinler için robot.txt dosyasını arar. Robots.txt, Googlebot’un web sunucunuzdaki bigilerin bir kısmını yada tamamını indirmemesini söyleyen standart bir dökümandır. Bu dosyayı kök dizinine koyarak hangi dizinlerin taranmaması gerektiğini tanımlayabilirsiniz.
Çok daha detaylı bilgiye http://www.robotstxt.org/wc/norobots.html adresinden ulaşılabilir.
Google Hakkında Bilgiler:
- Google, 1998 yılında Stanford Üniversitesi’nde doktora yapan iki öğrenci olan Larry Page ve Sergey Brin tarafından kurulmuş.
- Tüm Google’da 19 kişi çalışıyor.
- Dünya üzerinde Linux işletim sistemi üzerinde çalışan en büyük site.
- 2002 yılında Çin’de kullanımı yasaklanmıştır.
- 10 milyar dolar civarı fiyat biçiliyor.
- Arama satırına herhangi bir matematik işlem yazdığınızda sonucu verir.
- Google logosu özel günlerde değişmektedir. Bu logolara http://www.google.com/intl/en/holidaylogos.html adresinden ulaşabilirsiniz.
- İngilizce diline girmiştir. “Google it” şeklindeki kullanımı bir şeyi Google’da aramak anlamına gelmektedir.
- Arap Emirlikleri için hazırlanan Google sitesinde scroll bar solda yeralır. http://www.google.ae/
Diğer Google Servisleri
Google, yakın zamanda akademik araştırma yapanlara yönelik arama motoru kurdu.
http://scholar.google.com adresindeki sitede arama yapıldığında sadece akademik çalışmalara ulaşılıyor. Google, genel aramalarda zaman kaybeden araştırmacılara büyük kolaylık sağlayacak olan yeni siteden gelir beklentisi olmadığını ve sitede reklam da yayınlamayacağını duyurdu.
www.google.com/mac adresini kullanarak, Macintosh ile ilgili sayfalarda arama yapabilirsiniz. http://www.google.com/microsoft.html adresi ise, Microsoft dünyası içerisinden arama yapmanıza olanak veriyor. Google Linux’u da unutmamış: http://www.google.com/linux
http://labs.google.com/sets
adresi oldukça ilginç. Bu sayfada yer alan sütunlara girdiğiniz kelimelerle ilişkili diğer kelimelere ulaşabiliyorsunuz. Örneğin sütunlara sırasıyla Mercedes, BMW, Honda vs. gibi otomobil modellerini girip Large Set butonuna bastığınızda diğer tüm otomobil modelleri listeleniyor.
http://catalogs.google.com adresini kullanarak, internet üzerinde yayınlanan birçok kataloğa ulaşmak mümkün. Google, arama kriteri olarak girdiğiniz kelimenin geçtiği tüm katalogları listeleyecektir.
http://maps.google.com Google tarafından kısa bir süre önce yayına sokulan bu site üzerinden şimdilik sadece Kuzey Amerika üzerindeki adreslerin harita bilgilerine ulaşmak mümkün. Satellite linki üzerinden aynı adresin uydu görüntüsüne de ulaşılabiliyor. Google, henüz test amaçlı olan bu hizmetin oldukça geniş bir yelpazede kullanıma açılacağını söylüyor.
http://images.google.com adresi kullanılarak, internet üzerinde yayınlanan milyonlarca resim arasından tarama yapmak mümkün.
http://news.google.com adresinde göreceğiniz pop-up menüden istediğiniz ülkeyi tanımlayarak, ilgili ülkeleye ait güncel haberlere ulaşabilirsiniz.
filetype:
Dosya uzantılarına göre arama yapabileceğiniz bu komutla, arama kriterinizi içeren bilgilere ait dökümanlara ulaşabilirsiniz. Örneğin [filetype: pdf “MacOS X”] yazdığınızda, MacOS X kelimesinin geçtiği 11.700 adet .pdf dosyasına ulaşabiliyoruz. Bulduğunuz belgeleri indirmeden önce “HTML olarak görüntüle” linkine tıklayarak, içeriğine gözatabilirsiniz. Filetype operatörünün diğer alternatifi de ext: operatörüdür (extension) ve aynı mantıkla çalışır.
allintitle:
Bu komut, arama kriterinizde yer alan kelimelerin tamamının, internet tarayıcısının başlık çubuğunda yer almasını şart koşar. Örnek verecek olursak, [allintitle:”Flash Movies”] şeklindeki arama kriterinin sonucu olarak, web sayfasının title bilgisi üzerinde Flash Movies kelimeleri geçen sayfalar listelenecektir.
intitle:
“allintitle” komutundan farklı olarak, ilk arama kriterini başlık satırında arar, diğer kelimeleri ise metin içerisinde kontrol edilir.
allinurl:
Bu operatör, arama kriterine ait kelimeleri internet adres satırındaki (url) kelimeler içerisinde arar.
inurl:
İlk arama kriterini adres satırında arar.
cache:
Listelenen web sayfalarına ait sunuculara ulaşılamadığı durumlarda, cache operatörünü kullanarak, ilgili sayfaya Google”ın daha önce indekslediği bilgiler üzerinden ulaşabilirsiniz.
site:
Bu operatörü kullanarak, herhangi bir web sitesi içerisinde arama yapabilirsiniz. Örneğin [site:www.pcgazete.com Adobe] kriterini girdiğinizde, PcGazete web sitesi içerisinde “Adobe” kelimesi geçen sayfalara ulaşabilirsiniz.
Link:
Bu komutu kullanarak herhangi bir web sitesine hangi sayfalardan link verildiğini öğrenebilirsiniz.
Bu operatörler tek başlarına kullanılabildiği gibi, birarada da kullanılabilmektedir. Örnek vermek gerekirse:
[intitle:Fiyat Listesi filetype: pdf]
[intitleVD Video filetype: pdf]
[intitle:mp3 “eye of the tiger”]
[site:edu intitle:science]
Google Hack
İnterneti didik didik ederek indeksleme yapan binlerce Bot”a (crawler) sahip olan Google, web sunucularında yer alan tüm verilere rahatlıkla ulaşma imkanı vermektedir. Öyle ki, web sitesi yöneticilerinin tedbirsizliğini hesaba katan kötü niyetli Hacker”lar, doğru arama komutları ve karmaşık arama kriterleri ile bu tedbirsizliği suistimal edebilmekte ve gizli saklı birçok dosyaya ulaşabilmektedir.
Şimdi en çok kullanılan yöntemleri örneklerle irdeleyelim.
Filetype opöretörünün kullanılması
Oldukça masum görünen bu arama şekli, Hacker”lar tarafından bakın nasıl suistimal ediliyor:
Şirket içerisinde kalmak şartı ile hazırlanan birçok sunum dosyası bildiğiniz gibi PowerPoint belgesi (.ppt veya .pps) olarak hazırlanır. Eğer bu dosyalar bilinçsiz ve tedbirsizce web sunucusunda tutulursa, birkaç değişik arama kriteri ile rahatlıkla arama sonuçlarında listelenebiliyor. Bu dosyaların “gizli” (confidential) ismini taşıdığını varsayarsak, arama kriterini de [filetype: ppt confidential] olarak girdiğimizde yaklaşık 30.000 adet dosyaya ulaşabiliyoruz. Elbette bulunan tüm sayfalar gizli belgeler niteliği taşımıyor, ancak birçok şirketin sadece kurum içerisinde kalmak şartı ile hazırladığı dosyalar da arama listesinde yer alabilmektedir.
index of / :
Dosya dizinlerine ulaşmak için kullanılan bu komutu arama kriteri olarak girdiğimizde, 38 milyon”un üzerinde linkle karşılaşıyoruz. Kriteri özelleştirerek, örneğin [“index of / +mp3] olarak girdiğimizde, 800 bin”den fazla linke ulaşabiliyoruz. Web sunucuları üzerinde bilinçsizce saklanan bu mp3 dosyalarına dışarıdan ulaşmak mümkün olduğu gibi, bu dikkatsizliğin lisans ihlali gibi hukuki boyutları da gözardı edilmiş olmaktadır. Elbette Hacker’lar mp3 gibi masum bir arama kriteri ile ilgilenmiyor. Web sitelerindeki açıkları bulmayı hedefleyen Hacker’ların en çok kullandıkları komutları,
[Index of / admin]
[Index of / passwd]
[Index of / password]
[Index of / mail]
[“Index of / “ +passwd]
[“Index of / “ +password.txt]
[“Index of / “ +.htaccess]
[“Index of /secret
[“Index of /confidential
[“Index of / root
[“Index of / cgi-bin
[“Index of / credit-card
[“Index of / logs
[“Index of / config
[intitle:”index of” user_carts OR user_cart]
[allintitle: sensitive filetype:doc]
[allintitle: restricted filetype :mail]
[allintitle: restricted filetype:doc site:gov]
şeklinde sıralayabiliriz.
Online Web Kameralarının tespiti
Evet yanlış okumadınız, Google ile internet üzerinden yayın yapan online web kameralarını tespit etmek de oldukça kolay. Örnek vermek gerekirse, XPWebcam yazılımı üzerinden yayın yapan web kameralarına ulaşmak için [intitle:”my webcamXP Server”] kriterinin girilmesi yeterli oluyor. Bu örnekte olduğu gibi, değişik web kamerası modellerinin kriter olarak girilmesi ile birçok online web kamerasına ulaşmak mümkün. Bu yüzden, evinizin veya ofisinizin mahremiyetini güvence altına almak için, erişimi mutlaka şifrelendirmeniz gerekmektedir.
Bunlar gibi birçok arama kriterini, değişik operatörleri birbirleriyle ilişkilendirerek karmaşık bir şekilde kullanan Hacker’lardan korunmak için, öncelikle sunucularınızda erişilmesini istemediğiniz dosyaları bulundurmamanız gerekiyor. Ancak silinmesi mümkün olmayan dizin ve dosyalara erişimi önlemek için fazladan çaba gösterilmesi gerekebilir. Arama motorları sunucuyu tararken öncelikle kök dizinini inceleyerek, indekslememesi gereken dizinler için robot.txt dosyasını arar. Robots.txt, Googlebot’un web sunucunuzdaki bigilerin bir kısmını yada tamamını indirmemesini söyleyen standart bir dökümandır. Bu dosyayı kök dizinine koyarak hangi dizinlerin taranmaması gerektiğini tanımlayabilirsiniz.
Çok daha detaylı bilgiye http://www.robotstxt.org/wc/norobots.html adresinden ulaşılabilir.
Google Hakkında Bilgiler:
- Google, 1998 yılında Stanford Üniversitesi’nde doktora yapan iki öğrenci olan Larry Page ve Sergey Brin tarafından kurulmuş.
- Tüm Google’da 19 kişi çalışıyor.
- Dünya üzerinde Linux işletim sistemi üzerinde çalışan en büyük site.
- 2002 yılında Çin’de kullanımı yasaklanmıştır.
- 10 milyar dolar civarı fiyat biçiliyor.
- Arama satırına herhangi bir matematik işlem yazdığınızda sonucu verir.
- Google logosu özel günlerde değişmektedir. Bu logolara http://www.google.com/intl/en/holidaylogos.html adresinden ulaşabilirsiniz.
- İngilizce diline girmiştir. “Google it” şeklindeki kullanımı bir şeyi Google’da aramak anlamına gelmektedir.
- Arap Emirlikleri için hazırlanan Google sitesinde scroll bar solda yeralır. http://www.google.ae/
Diğer Google Servisleri
Google, yakın zamanda akademik araştırma yapanlara yönelik arama motoru kurdu.
http://scholar.google.com adresindeki sitede arama yapıldığında sadece akademik çalışmalara ulaşılıyor. Google, genel aramalarda zaman kaybeden araştırmacılara büyük kolaylık sağlayacak olan yeni siteden gelir beklentisi olmadığını ve sitede reklam da yayınlamayacağını duyurdu.
www.google.com/mac adresini kullanarak, Macintosh ile ilgili sayfalarda arama yapabilirsiniz. http://www.google.com/microsoft.html adresi ise, Microsoft dünyası içerisinden arama yapmanıza olanak veriyor. Google Linux’u da unutmamış: http://www.google.com/linux
http://labs.google.com/sets
adresi oldukça ilginç. Bu sayfada yer alan sütunlara girdiğiniz kelimelerle ilişkili diğer kelimelere ulaşabiliyorsunuz. Örneğin sütunlara sırasıyla Mercedes, BMW, Honda vs. gibi otomobil modellerini girip Large Set butonuna bastığınızda diğer tüm otomobil modelleri listeleniyor.
http://catalogs.google.com adresini kullanarak, internet üzerinde yayınlanan birçok kataloğa ulaşmak mümkün. Google, arama kriteri olarak girdiğiniz kelimenin geçtiği tüm katalogları listeleyecektir.
http://maps.google.com Google tarafından kısa bir süre önce yayına sokulan bu site üzerinden şimdilik sadece Kuzey Amerika üzerindeki adreslerin harita bilgilerine ulaşmak mümkün. Satellite linki üzerinden aynı adresin uydu görüntüsüne de ulaşılabiliyor. Google, henüz test amaçlı olan bu hizmetin oldukça geniş bir yelpazede kullanıma açılacağını söylüyor.
http://images.google.com adresi kullanılarak, internet üzerinde yayınlanan milyonlarca resim arasından tarama yapmak mümkün.
http://news.google.com adresinde göreceğiniz pop-up menüden istediğiniz ülkeyi tanımlayarak, ilgili ülkeleye ait güncel haberlere ulaşabilirsiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)